GÜNCEL’DEN….

GÜNCEL, Gaziantep FK’daki son gelişmeleri değerlendirdi… 

Oldukça zor ve fedakârlık isteyen bir sürecin devamında Süper Lig’in zirvesine demir atmışsın ve önemi bir maça çıkacaksın. Çıkacaksın ama tam da zurnanın zırt dediği yerde Antep tabiri ile “sapını alıp, selamete çıkmayı” amaçlayan, takımın başına geldiği günden bu yana 9/8’lik Roman Havası ile koskoca kente ayar vermeye çalışan Sumudica denen bir çerçi ile uğraşıyorsun.

Takımın ve kentin; her türlü ergen haylazlığına rağmen sahiplendiği, Türk vatandaşı olması için girişim başlattığı Sumudica, sarımsağı hesap etmeden, paçayı yeme derdine düşmüş. 

Gaziantepspor FK Başkanı Mehmet Büyükekşi ve yönetim kurulu üyelerinin sabrını sonuna kadar sınamaktan çekinmeyen bu adam, akıl almaz şımarıklığı ile bir kentin onuru ve spor geçmişine pervasızca saygısızlık ediyor.

Titanların Savaşı filminin sahnelerini aratmayan bir ego ile binlerce şehit kanı ile sulanan Gaziantep Kalesi’ni ayaklarının altına alan ve şımarıklığı tavan yapan Sumudica’yı o tasavvurda görmek bile içimizi acıtırken çok önemli bir müsabaka öncesi, hele de deplasmanda “sözleşme, sözleşme” diye tutturması yenilir-yutulur iş değil. 

Başkan Büyükekşi’nin, sözleşmeyi bu yılın haziran ayında ele alacaklarını belirtmesine rağmen, fiyatını ÖTV gibi durmadan yükselten Sumudica’nın, ‘eşinden para isteyip, kulübe yardım edeceğini’ söylemesi; insan ilişkileri, kibarlık, centilmenlik, terbiye sınırlarını aştığı gibi bizim burada ona arsız arsız konuşmak deyiminin de tam karşılığıdır. 

‘Bulunmaz Bursa kumaşı’ olmayan Kont Sumudica, Gaziantep kent geleneğini yerle bir eden ve her işi akçeye bağlayan, sadece kulübü değil Gaziantep kentini de ulusal ve uluslararası camiada küçük düşüren açıklamaları nedeniyle bir an önce ülkesine gönderilmelidir. 

‘Kont Sumudica’ dedim, biliyorsunuz, Drakula efsanesinin yaratıldığı yer Sumudica’nın ülkesi Romanya’dır. 20 bin Osmanlı askerini kazığa geçirerek katleden psikopat prens Vlad Tepeş’in yani Kazıklı Voyvoda, Drakula’nın tarihsel betimlemesidir. 

Kont Sumudica, “ tek başına lider yaptığına inandığı” takımı çalıştırmaya devam etmek için tam da dereden geçilirken 925 bin Euroluk ücretini, 1 milyon 600 bine çıkarmaya kalkışıyorsa, “kazıkçılık” bu arkadaşların tarihi mesleği demekten öteye gidemeyeceğiz. 

O zaman ne yapmak lazım:

Kont Drakula, Bran Kalesi’nde yaşadı, biz By Sumudica’ya Gaziantep Kalesi’ni verelim.

İstiklal Madalyamızı bonus olarak üste koyalım.

Günlük baklava-fıstık-kebap satışından komisyon ayıralım.

Kalyon Stadı’nı üzerine yapalım.

Kente gelen turistlerden, kendisine verilmek üzere ayak bastı parası tahsil edelim.

Türk vatandaşı olursa, milletvekili seçelim.

Gaziantep FK’ya hem başkan, hem hoca, hem stoper, hem santrafor yapalım.

Varlığımızı, varlığına armağan edelim…

ŞIMARIKLIĞI, PERVASIZLIĞI, KENT DEĞERLERİNE SAYGISIZLIĞI, PARAGÖZLÜĞÜ, DAYATMALARI İLE ARTIK BARDAĞI TAŞIRAN SUMİDİCA’NIN BU ŞEHİR İLE HİÇBİR İŞİ KALMAMIŞTIR.

Başkan ve yönetim kurulu üyelerinin Gaziantep’e ve bu takıma gönül verenlere zerre kadar saygısı varsa Sumidica defteri kapatılmalı, arkasından su bile dökülmeden Arabistan’a mı, ülkesine mi nereye istiyorsa bileti kesilmelidir. 

Bu artık bir Gaziantep FK-Sumudica-kent meselesi değil, ciddi anlamda bir gurur ve onur sorunudur.

Bu kenti temsil etmeyen, kırmızı-siyahtan daha çok Euro’nun renkleri seven bir pazarlıkçı ile bu kentin asla işi olamaz… 

Bizler, acı zerdali ekmeğini, roman havası ile alay edilmek için yemedik. 

Gönderin gitsin bu arkadaşı, herkes sonra önüne baksın…

Kuzusuna kıyamayan, kebap yiyemez. 

Haa, diyorsanız, “Sumudica iyidir” bundan sonra da ağlamayacaksınız. 

Ne diyor Balasagunlu Yusuf (Yusuf Has Hacip): 

“İnsanın süsü, yüz; yüzün süsü, göz; aklın süsü, dil; dilin süsü, sözdür.”

İyice, yüz-göz olduğumuz, dilinin-sözünün kemiği olmayan, her türlü süs yani estetikten yoksun

Sumudica’yı ben şahsen kentimizin takımına artık yakıştıramıyorum. 

Gerisi sizin bileceğiniz iş !..

Nokta…