Mehmet Menderes Karaduman. Dün de dediğimiz gibi 23 yıldır tanırız kendisini. Eski Garajlardaki Buğday Pazarında ticaret yapardı o tarihlerde. Sonra gayrimenkul işinde olduğunu biliyorum. Ve maalesef uzun zamandır görmedim birçok sevdiğim arkadaşım gibi. İl Genel Meclisi Başkanı M. Menderes Karaduman bir gazeteye verdiği beyanatta o kadar güzel tespitlerde bulunmuş ki, altına imza atılır. O’nun verdiği beyanattan satır başlarını irdelersek işte size birkaç örnek. Kale… 1990’lı yıllarda Abdülkadir Ateş Kültür ve Turizm Bakanı iken Kalenin restorasyonu için 1 trilyon ödenek çıkarmış ve Kale’nin eski haline kavuşacağını söylemiş idi. Geçen yıl şehir dışından gelen bir arkadaşımı gezmeye götürdüğümde Kale’nin avlusuna ve alt katlarına inemeyeceğimizi söyledi bir görevli. Düşünün, o tarihten bu tarihe… O tarihlerde Menderes ile biz ekmek parasını kazanmaya yeni başlamıştık ve akşamları Kırkayak’tan başlayan Ordu Caddesinde biten yürüyüşler yapardık. Şimdi emsallerimiz dede oldu… Kale ile ilgili çalışmalar bitmedi. Marka Şehir… O dönem az yazı yazmadık marka olmadığımıza bu kafayla marka olamayacağımıza dair. O dönem ses çıkarmayan AKP İl Başkanı Ökkeş Eruslu bile birkaç yıl sonra yaptığımız bir röportajda marka şehir olmadığımızı söylemiş yine aynı tarihlerde Vali Süleyman Kamçı ile yaptığımız bir görüşmede fikirlerimize destek bulduğumuzu görmüştük. Yine o dönemde İl Sağlık Müdürü Yusuf Ziya Yıldırım ile yaptığımız bir görüşmede Gaziantep’te 300 bin yeşil kartlı olduğunu duyunca, 5 bin marka olduğunu iddia eden Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer’e Kurtuluş Gazetesi’nden ‘sizin 5 bin markanıza, bizim 300 bin yeşil kartımız var’ diye başlık atmış, yazılar yazmıştık. Cevap bile verememişlerdi o tarihlerde. Peki, marka olmak bize ne kazandırdı? Kocaman bir hiç… Hem de 60 ve 61 nci hükümetlerde uygulanan teşvik yasalarında Gaziantep’in 5 çıkış kapısı yani Kilis, Kahramanmaraş, Osmaniye, Şanlıurfa ve Adıyaman teşvik almış biz, Marka Şehir rüyasından uyanamayanlar yüzünden avucumuzu yalamıştık. Gri bir kent… Şehrin belediye başkan adayları rahmetli Nail Bilen mantığında olmazsa (onu da bir gün anlatırız inşallah) bu şehir gri görüntüden kurtulamaz. Bu kafayla gidilmeye devam edilirse bir zaman sonra ‘gündüz mezarlık, gece gerdanlık’ denilen Mardin gibi oluruz. Yetişmiş ağaçları yol yapmak için kesen bir yönetici zihniyetiyle başka bir şey olmaz. Mehmet Menderes Karaduman kardeşim çok doğru söylemiş verdiği röportajda. Noktasına, virgülüne dokunmadan altına imza atıyorum. Ankara’ya yaranmak için ‘İhtiyacımız yok, eksiğimiz yok, Allah sizlere sağlık ve afiyet versin efendim. Memleketten bir emriniz var mı efendim? Şu baklava ve fıstıkları da kabul buyurursanız memnun oluruz efendim’ mantığından çıkılmadan biz bu şehri adam edemeyiz., 1984 yılında belediye başkanı seçilen ve 5 yıl boyunca yaptığı hizmeti 3 kavşakta havuz olarak açıklanan, her yıl sonunda gelen ödeneğin harcanmayan yüzde 80’lik bölümünü ilgi bakanlığa iade eden yukarıda bahsettiğimiz mantıkta belediye başkanlarınca da yönetildi bu şehir. Herkes yaptıklarıyla anılır. Son söz olarak, iktidarda olup da iktidardakileri eleştiren bir şehir sevdalısı arkadaşım olduğu için bugün kendimi mutlu hissettim. Diline sağlık Menderes…
|