1980’lerde takvimler bir sonraki yıla girerken, birbirinden komik skeçleriyle Nokta ile Virgül’ü, Tele Kutu yarışma programlarıyla Cenk Koray’ı, Evet ya da Hayır dedirtmek için nefes almadan sorular soran yarışmacısı kaybedince de havalara sıçrayan Erkan Yolaç’ı hala anıyor anılarımız.
Ve saatler 24.00’ü gösterirken Nesrin Topkapı’nın vücut kıvrımlarında raks eden düşünceler Sanat Güneşimiz Zeki Müren’in sesiyle bambaşka diyarlara giderdi.
Sahnede aslında gezinmediğini tam tersine dans ettiğini yıllar sonra amcam Fehmi Anlaroğlu’ndan öğrenince hayranlığım bir kat daha artmıştı rahmetliye.
Barış Manço, Nilüfer, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Zerrin Özer, Erol Evgin, Selçuk Ural, Yıldırım Gürses, Belkıs Akkale, Samime Sanay, Vitamin, Tolgahan Dans Grubu, Mazhar – Fuar – Özkan, İzzet Altınmeşe, Zekai Tunca, Coşkun Sabah ve Selami Şahin gibi daha nice güzel sesten şarkı, türkü dinleyip çerez yerken tombala oynayan ve bir taraftan çocuklara susmasını tembih ederken diğer taraftan siyah beyaz televizyonda bambaşka dünyalara dalıp giden ailelerin içinde büyüdük.
Şimdiki gibi ne çam ağaçları satılırdı marketlerde ne de onların süsleyen pırıl pırıl eşyalar. Tenceremizde hindi kaynatılıp içine pilav doldurulmazdı hiç. Hiç yeni yıl hediyesi hiç almadık mesela ve eşe dosta yeni yıl kutlama mesajı atıldığına tanık olmadık.
Aslında yeni yıl kutlamaları diye bir şey de yoktu o zamanlar. Şimdiki gibi belediyeler şehri süslemeye kalkmaz vatandaşlar da böyle bir şey beklemezdi kendilerini yönetenlerden.
Tebrik kartlarını dağıtan postacılar ya milletvekillerinden ya da mülkü ve siyasi erkandan getirirdi ağzı açık zarfları. Gazetelere reklam veren şirketler bir elin parmağını geçmez, Cumhurbaşkanı ve Başbakan kısa birer mesajla herkesin yerine herkesin yeni yılını kutlardı sanki.
İşin en garip tarafı vatandaş yeni yıl kutlamaktan utanır, sanki bir ayıpmış gibi evinde eğlenir ancak ertesi gün sorulduğunda erkeden uyuduğunu söylerdi soranlara.
O zamanlar eğlenecek umuma açık çok yer yoktu çünkü. Olan yerler de bayanların gidebileceği yerler değil erkeklere özel pavyonlar ve meyhaneler olurdu.
80’lerde yılbaşı programları saat 01.00’de biterdi.
Ve sabah herkes işinde gücünde olurdu.
Sade, samimi ve sıradan bir gün olurdu yılbaşı gecesi.
Cumartesi gecesinden yılbaşını ayıran en önemli unsur televizyondaki yıldız geçidi ve 1 yıl daha yaşlanmaktı o zamanlar.
***
Dilerim, Yeni yıl dileklerinizin gerçekleştiği bir yıl olur.
Selam ve muhabbetle.
|