Denizli'de araştırma yapmak için kamp kuran bir grup üniversite öğrencisi, kamp yakınına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar.
Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş.
Tabii öğrencilerde ne uyku ne de huzur bırakmıyormuş.
Sonunda öğrencilerin sabırları tükenmiş.
Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya...
Horoz önde.. Gençler peşinde...
Mahalle arasına dalmışlar.
Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
- Hey, evlatlar!.. Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz?
- Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor. O yüzden başını keseceğiz!
- Yazıktır evladım, yapmayın! demiş ihtiyar. Bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi...
Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar.
Ertesi sabah, hafif "gak - guk" sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını görünce de şaşırıp dedeye koşmuşlar:
- Yahu dede, ne yaptın da bu horozun sesini kestin?
İhtiyar gülmüş:
- Kıçına zeytinyağı sürdüm. Horoz kabararak ötmeye yeltendiğinde, gerisi tutmuyor ki, kuvvet alsın. Ancak "gak - guk" edebiliyor.
Kıssadan hisse…
Bu hikaye nedense yaşadığımız şu günleri ve bu günlerde düzen tutanları getiriyor aklıma. Birisi orta yerde asıyor, kesiyor. Kanunları değiştirip sistemi alt üst ediyor.
Bir bakıyorsunuz kahramanlar vatan haini olmuş cezaevlerini dolduruyor, bir bakıyorsunuz vatan hainleri kahramanlar gibi karşılanıp ilgi alaka görüyor.
Vatan için can verenler kıymet görmez ve küçük puntolarla gazetelerin birinci sayfalarında kutu içinde bir haberle geçiştirilirken, vatan hainlerinin leşlerine uçak tahsis edilerek yurda getirtilip törenle defnedilmesine izin veriliyor.
Şimdi soruyorum size:
- Denizli horozu gibi öten bu kişi kime güveniyor?
- Efendim… Amerika mı dediniz?
Evet, Amerika ve İsrail sayesinde arkasına aldığı kuvvetle ötüp duruyor. Ya bir gün birisi kıçına yağ sürerse ne olur? İşte o zaman horoz gibi ancak ‘gak – guk’ der durur.
Allah hayırlısıyla o günleri de göstersin… (Amin)