Son iki yıldır Gaziantep'te eli kalem tutan tüm arkadaşlarımızın köşelerinde yayınlandı bu
konu...
Her kalem, Suriyeli'lerle ilgili endişelerini dile getirdi.
Her kalem, şehre verdikleri zararları enine boyuna detayları ile irdeledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey geçtiğimiz ay Suriye'den gelen sığınmacıların paralarının bittiğini, sosyal patlamanın eşiğine gelindiğinin sinyallerini verdi.
Kimse ciddiye almadı...
Ve, ilk kıvılcım Urfa'dan sonra benzeri bir olayla Antep'te patladı…
Geçtiğimiz hafta trikotaj atölyesi sahibi Bülent Bulduk, yanında çalıştırdığı 22 yaşındaki adının Hasan olduğu bilenen Suriyeli işçi tarafından defalarca başına aldığı demir çubuklarla hastanelik oldu. Suriyeli işçi, patronunu bayıltana kadar başına vurduktan sonra cebindeki bir kaç yüz lirayı alarak kayıplara karıştı.
Emniyet samanlıkta iğne aramaya başladı. Umarım bulunur ve hak ettiği cezayı alır. Ancak, insanlık gösterip yanında iş veren Bülent Bulduk, iş verdiği için bu dayağı mı haketti diye soruyoruz kendi kendimize?
Peki yarın bu olaylar artarak devam eder ve belediye Başkanı Güzelbey'in işaret ettiği sosyal patlama gerçekleşirse ne olur?
Buna 'Ekmek yediği kaba pislemek' denmez de ne denir? Vatanını savunmaktan aciz ve korkak olan, boyuna adam asılacak kadar yapılı bu adamlar bolluk bereket ve huzur içindeki Türkiye'de yaşamalarının bedellerini acaba biz daha nasıl ödeyeceğiz?
Diyoruz ki; madem sığınmacılar o zaman kamplara yerleştirilsin, caddelerde fink atarak gezmesinler.
Diyoruz ki; kamplar yetersizse hükümet bunun önlemini alsın. Valilik ve belediyeler bu konuya sahip çıksın. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin bu konuya ciddi manada eğilsin. Bu böyle biraz daha devam eder ve vatandaşlar bunlarla sokakta kavga etmeye başlarsa, ülkemizdeki nüfusu milyonu geçen bu başıboşlarla ancak savaşmak gerekir.
Gaziantep, bu konudan muzdarip…
Gaziantep, bu konu yüzünden endişe duyuyor…
Gaziantep'te öfke bu konu yüzünden her geçen gün biraz daha kabarıyor…
Öfke patlamasına dönmeden bu hastalığın reçetesinin yazılması gerekir.
Reçeteyi kim yazar ve ilacı kim alır bilemem?
Ama hastalık kangren olmak üzere ya olursa?…
O zaman nereden keseceğiz ve kim nasıl bedel ödeyecek?
|