Duyuyoruz ki şimdiden milletvekilliği için kulis yapan var. Siyaset düşünenler var.. Şimdilik bu konuda araştırma yapıyorum.. Bunları daha sonraki günlerde daha geniş bir şekilde yazmayı düşünüyorum. Artık bu konuda bir şeyler yapmanın yazmanın zamanı.. Hatta bu görüşlerimi, Başbakana.. Muhalefet liderlerine de mektup yoluyla göndermeyi düşünüyorum.. Belki birkaç gazeteci arkadaşımın imzasınıda alarak,, Çünkü bu konuda hem fikir olduğum gazeteci dostlarım var,,
Kimler siyaset düşünüyor.. Kimler olmalı.. Kimler olmamalı..Ama ondan önce siyasete bir yaş haddi getirilmeli.. Emekli olan, Milletvekilliğine yeltenmemeli…Bir kurumda görev süresi biten milletvekilliği düşünmemeli…Bir yapan bir daha yapmamalı.. Türkiye de bir yaş mesafesi var.. Buna uyulmalı..
Yani bir kaç istisna dışında normal olarak ülkemizde 65 yaş sınırı önemli bir viraj kabul edilir. Hatta tapu işlemlerinde bile 65-70 yaşını geçenler için eğer tapu müdürü isterse "aklı dengesi yerindedir" şeklinde bir rapor bile talep edebilir...
Toplumsal yaşamın her alanında 65 yaş üstü vatandaşlara neredeyse bunak muamelesi yapanlar, konu siyasetçilere gelince nedense toz kondurmuyor. Siyasetle uğraşanlar 65 yaşını geçince daha mı akıllı oluyorlar? Nedir onları ayrıcalıklı kılan? Ya da tersten düşünelim. Eğer siyasetçiler 65 yaşını geçince görev yapabiliyor ise neden diğer devlet memurları emekliye ayrılıyor? Bunu anlamış değilim..
Eğer bir kişi 65 yaşı geçince, Öğretmen, doktor, hâkim, savcı, avukat, subay, vali, kaymakam gibi görevlerde bulunamıyorsa, nasıl ülke yönetimi gibi çok önemli sayılabilecek bir alanda görev yapabiliyor?
65 yaşını geçince ev, arsa vb. satması bile sakıncalı görülenler iş devlet yönetmeye gelince her nedense birdenbire ülkenin en akil adamları olabiliyor ve milyonlarca kişinin yaşamını etkileyecek kararlara imza atabiliyor.
Artık 65 yaşını geçenler ki, bunlar kim olursa olsun siyasetten uzak durmalı.. Milletvekilliği hesapları yapmamalıdır..[Başkan, Rektör, Bürokrat, Müdür] vs..vs..
Siyaset insan için yapılır.. Ve karşılığını anında alır.. Siyaseti kişisel çıkar ve menfaat için yapanlar veya düşünenler tarihin kendilerine sunduğu ilahi adaletin önünde er veya geç diz çökerler.. Hele, hele şaibeli olanlar yargılananlar siyasetten fersah,fersah uzak gitmelidir… Aslında olması gereken şudur…
Bu işe meyilli olanlar, siyaseti isteyenler önce "Ben yeterli miyim?" sorusunu kendine sormalılar.. Sonrada bu soruyu siyasi partiler sormalı…
Ülkenin ve kentlerin bilgi sahibi insanlara ihtiyacı var. Ama bakıyorum onlarca insan milletvekili olmak istiyor. Ve kimse de sormuyor bu kente dair düşüncen ne? Doktorsan o kentin sağlık sorunlarına kafa yoruyor musun? Arkeologsan tarihini, peyzajcıysan kentin bitki dokusunu iyi biliyor musun? Eğitimciysen ne kazandırdın kentin eğitimine.. Bunlar sorulmalı değimliyiz.. Ama ne yazık ki bizde bu ölçüler geçerli değil.
Yöneticilik yapmak, vatandaşın vekilliğini yapmak ayrı meziyet. Ben her göreve mimarların, avukatların veya eğitimcilerin gelmesini değil, işini iyi bilenlerin gelmesini istiyorum. Ama sorun şu: İnsanlar yetenekle değil, başka ilişkilerle milletvekili olabileceğini düşünüyor. Bu doğru değil. Bazen koca bir kenti, bazen vatandaşın vekili edip iradeyi onlara teslim ediyoruz.
Artık partiler, sivil toplum örgütleri ve gazeteciler buna dikkat etmeli özellikle müdahil olmalılar...
Farklılıkların tanınmasını savunan siyasi yaklaşımlar önemli, siyaset fark yaratmaktır. Farklılığın olmadığı yerde siyaset de olmaz., Milletvekilliği isteyenlerin yanında halen milletvekili olan, memleketinde tanınmayan.. Meclis çalışmalarına aktif katılmayan ve hatta buralarda önemli görev almayan milletvekillerinin de tekrar göreve talip olmasının veya seçilmesininde bir anlamı yoktur…
Hiçbir performansı olmadığı halde hala tekrar tekrar seçilme çabası olsa olsa kocaman bir hırstan ibarettir. Günümüzde çıkar ilişkileri partileri çoğu zaman aynı isimlere mahkûm etmektedir. Aslını soracak olursanız memlekette başka insan yok mu? Neden hep aynı kişiler ilimizi temsil etmeli sorusuna gerçekten mantıklı cevap verebilecek kişiler aday olmalı. Partiler milletvekili adaylarını ortaya koyarlarken başarılı ve sevilen kişilere dikkat etmeleri her şeyden önemlisi yeni yüzler ve kişiler siyasete kazandırılmalıdır. Yoksa başarısız eski vekillerle yola devam etmeye çalışma partiler için ummadıkları sonuçlar ve hüsranlar getirecektir.
Son söz: kadınlar, gençler, yeterince temsil edilmeyen kesimler ve yeni yüzler cesaretli olun gönül verdiğiniz partinizden aday adayı olun zaman siyasette yenilenme zamanıdır… |