Haddiniz ve yetkiniz olmaksızın Anadolu’da yayın yapan gazeteleri birleştirme, kendine göre dizayn etmeye kalkıştınız, çok yerde bürokrasi ve nüfuz kabalığı ile bunu başardınız, Gaziantep’i elinize yüzüne bulaştırdınız.
Gaziantep’te daha iyi gazetecilik yapılması amacını güttünüz güya ama gazeteciliği yerin dibine batırdınız.
Kağıt üzerinde, kalem oynatılarak yapılan gazeteciliği, masa başında kalem oynatarak perişan ettiniz.
Gaziantep’teki gazetelerin resmi ilanını 2,5 ay kestiniz, sonra çark edip, kıvırıp, “pardon” dediniz geri verdiniz! Yanlış olan neydi, doğru olan ne, 2,5 ayda ne değişti bir açıklama yap(a)madınız...
Birleştirme desisesi ile feragat eden 2 gazeteyi moda deyimle sıfırladınız, 14 sigortalı çalışanı ve imtiyaz sahiplerini ekmeklerinden ettiniz.
Kurumun içini paralel yapının basın organlarının çalışanları ile doldurdunuz.
Tarihi binanıza zarar verdiniz, mühürlettiniz, taşındığınız yeni binaya binlerce euro kira ödeyerek kamuyu zarara uğrattınız.
Yıllardır denetlenmiyorsunuz, hesap verebilirlik, şeffaflık, açıklık ilkelerine uymuyorsunuz.
Baş paralelcileri, Papa’nın elini öpen şimdilerde Pensilvanya’da olan adalet kaçkınını yönetim kurulu üyesi yaptınız, baş tacı ettiniz; Ankara, İstanbul ve İzmir’deki gazetelerinin ilan almasını sağladınız.
Makam araçlarınız, şoförleriniz, her şubedeki ağırlanma odalarınızla küçük bir padişahlık kurdunuz.
Tatil köyünüzde iktidara yaranmak için alkolü yasakladınız, her odaya seccade koydunuz ama Anadolu’nun gariban gazetecilerini koymuyorsunuz, çünkü uyguladığınız politikalar nedeniyle onların tatile gidebilecek maddi gücü kalmadı.
50 yıllık gazeteleri ağzı süt kokan Batmanlı bir gence denetlettirip, ardından ceza keserek adeta alay ettiniz.
İktidarın muzdarip olduğu askeri vesayet kurumu ve paralel yapının odağısınız.
Gece 24:00’lere kadar mesai yazdırıp, kurumun içini boşaltan da sizsiniz.
Gazetecilere ne faydanız olduğu, mesleki, manevi ve maddi gelişimlerine ne kadar katkı sağladığınız şaibeli.
Yaptığınız denetimlerde objektifliğiniz, kriterleriniz, ölçüleriniz belirsiz.
Misyonunu, vizyonunu kaybetmiş bir kurum olduğunuzu itiraf etmekten kaçınıyorsunuz.
Basın özgürlüğünün önündeki en büyük engel sizsiniz, dünyada daha bir örneğinizin olmadığını son derece iyi biliyorsunuz.
Sadece komisyon yani rant üzerinde yükseliyor, varlığınızı buna dayandırıyorsunuz.
Bizde diyoruz ki:
BU İŞİN İÇİNDE BİR BİK YENİĞİ VAR...
|