İnsanların hayatı doğumla başlayan bir yolculuktur. Bu yolculuğun ikincisi ve en önemli durağı okuldur. Okul, öğrencilerin ikinci ailesi, öğretmenleri ise ikinci anne ve babasıdır. Memleketin alın yazısını yazan bu insanlar, övgüyü en çok hak edenlerdir.
Bir mühendisin malzemesi, demir, kum ve çimentodur; olmadı, yıkar yeniden yapar. Ama öğretmenlik öyle mi? Şekillendirmeğe başladığınızda, geri dönüşü yoktur. Eserinize dikkatli bir şekilde ve özenle eğilmek zorundasınızdır. Aksi takdirde, ileride telafisi olmayan felaketlere maruz kalınabilir. Severek başlanan öğretmenlik, yapıldıkça tecrübe ile daha mükemmel bir hale dönüşür. Öğrencilerini kendi öz çocuklarından ayırmaz. Onlarla sevinir, onlarla üzülür. Kendi çocuğunun sorunları ile tam olarak ilgilenemezken, öğrencilerine en mükemmel eğitim ve öğretimi verir.
Öğretmenler sorumluluğu büyük ve bir o kadarda zorlu bir yolun yolcularıdır. Bu yolda her türlü fedakarlığa razı olurlar ve zorluklarına katlanarak gönüllerdeki yeri hak ederler. Bizlerin yararına olan her şeyi öğretir ve öğütlerler. Toplumların çağdaş bir medeniyet kurmaları yolunda sarf edilen çabada en büyük paya sahiptirler. Aydınlığa giden yolda öğrencileri iyiye, doğruya ve güzele götüren ve bunun mücadelesini veren öğretmenlerdir. Onlar bu memleketin umududur.
Kuşkusuz, kutsal bir mesleğe sahip olan öğretmenler, gösterdikleri fedakarlık, sabır ve özveriyle öğrencilerine ilmin dışında kalp ve gönül zenginliği de sunar. Diyelim ki; bir yerde öğrencinin hızı kesildi, yetişip elinden tutan öğretmendir. Bir konuda yanıldı, yanlışını düzelten öğretmendir. Elinin yetişemediği yerde onu yükselten öğretmendir.
Barışın kardeşliğin güzelliğini öğretirler. Cehaleti kökten siler, yok ederler.. Boşa gitmez öğretmenlerin verdiği emekler, eğitimsiz toplum yerde emekler...
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişmiş devletler seviyesine çıkabilmesi için öğretmenlere ihtiyacı vardır. Gelişme sürecinde dağılmadan birlik ve bütünlük içerisinde olabilmemiz için Türk Milli ilkeleri üzerine kurulmuş devletimizin ilkelerine sahip çıkmak, onları bozmamak gerekmektedir. Bunun için kendini eğitim ve öğretime adamış öğretmenlere şimdiye kadar ihtiyaç olduğu gibi bundan sonra da ihtiyaç olacaktır.. Gelişmemiz, ilerlememiz, yükselmemiz ancak öğrenmek ve öğretmekle olur. Öğrenmeyi ve öğretmeyi kutsallaştıranlar da öğretmenlerdir.
Öğretmenlerimiz , sadece bir gün değil yaptıklarıyla her gün hatırlanması gereken, zaman geçtikçe sahip olduğumuz bütün bilgilerimizi konumumuzu sayelerinde kavuştuğumuz öğretmenlerimiz. Bir harf için günlerce uğraşan günün ilk ışıklarıyla başlayıp eve gittiğinde bile bizim çalışan öğretmenlerimiz.
Derdini tasasını unutan ahlaklı, dürüst, bilgili öğrenciler yetiştirmek için çabalayan öğretmenlerimiz..
Öğretmenlik mesleğine en büyük darbeyi bu mesleği yüceltmekle görevli olan yetkililer, bilerek ya da bilmeyerek vurdular. Her şeye rağmen, öğretmeni seven halkımız, eğitim güneşinin önündeki kara bulutların yok olması için dua ediyorlar....
Ben öğretmen deyince hep bana bir çok bilgi öğretmesinin yanı sıra yaşamı öğreten kişileri anımsıyorum. Hangi konunun öğretmeni olursa olsun bana insan olmayı, özgürce düşünmeyi, başkalarına saygı ve hoşgörüyü öğreten çok öğretmenim oldu. Sanırım şu anda çoğu bu dünyada değildir.
Ben bu yazımda halen çalışan öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlamanın yanı sıra, yaşamımızda bize çok şeyler veren ama şu anda aramızda olmayan sayın öğretmenlerimizi de hayırla yad etmek istiyorum. |