Yeni bir yıla başladık ve bunu hakkında çok şey yazamadım için biraz yazayım istiyorum...Bir yıl daha bitti işte… Öyle ya da böyle, acıyla, tatlıyla 2014 ü bitirdik.. 2014 yılı sizin için nasıl geçti, ancak siz bilirsiniz... Belki sıkıntılarla boğuştunuz.. Belki sevindiniz.. Belki üzüldünüz.. . Belki yeni bir işe girdiniz. Belki işiniz vardı, yitirdiniz. Belki sevdiklerinizi kaybettiniz. Belki de bunların hepsini, birazını, daha fazlasını yaşadınız. Bir şekilde oldu bitti işte…
Zaman zaman fazla mı büyütüyoruz bu yeni yıl konusunu diye düşünmeden edemiyorum.. Bazen soruyorum kendime: Ne oluyor yani tarih değişince? Hastalar birden iyileşiyor mu? Acılar tatlıya dönüşüyor mu? Kayıplar mı geri geliyor? Olan borç-harç mı siliniyor?. Yoksa isteklerimiz anında gerçekleşiyor mu..
Hiçbiri değil belki. 31 Aralık 2014 ne ise, 1 Ocak 2015 de aynı olacak birçok kişi için.
Ama yenilikler olmasa, yeni fırsatlar, yeni başlangıçlar olmasa, umut olmasa, nasıl geçer ki hayat?
Ama tabi ki istiyoruz insanların arkadaşlarımın dostlarımın hayattan beklentileri her ne ise 2015′de biraz daha yaklaşın dileklerine isteklerine.. İş kurmak. .Aile kurmak Şifaysa dilediğiniz, ya kendiniz, ya da bir sevdiğiniz için, tez zamanda bulur aslında sizi.. Başarıysa aradığınız, gani gani alırsınız çalışmalarınızın karşılığını. Buna inanın
Siz, siz olun hatta bazen ümitler tükenmiş gibi görünse de zamana özen göstermeyi, her işin üstesinden gelebileceğinizi unutmayın..
Yaşadığımız tüm güzellikleri içimize sindirip, olumsuzlukları bir nefeste unutabileceğimiz ve yepyeni umutlarla merhaba diyebileceğimiz güzel bir yıl. olarak düşünmek lazım aslında 2015 i.. Bu yeni yılla beraber yaşımıza bir çentik daha attığımızı, ama o nispette tecrübelerimizi katmerleştirdiğimizi düşünerek Yeni umutlara, yeni heyecanlara, yepyeni güzelliklere merhaba demek için; daha çok sevmek ve sevilmek, daha çok umutlanmak için yeni yılı hayatımızın yeni bir adımı olarak düşünmeliyiz..
Yılmadan, bıkmadan, azimle ve sebatla. Her ulaşılan hedef bizler için diğer hedeflerimize ulaşmamızda itici bir motivasyon etkisi yapacaktır hiç kuşkusuz.....Önemli olan belki de ilkine başlayabilmektir,
DİVAN OTEL
Aslında işyerlerini pek eleştirmem. .Ama bu nasıl otel dedik yani.. Gazeteciler cemiyetinin 10 ocak basın ödülleri ve çalışan gazeteciler günü dolayısıyla verilen yemekte salonda ki tüm misafirler soğuktan dondu.. Herkes kaban ve üstüne atacak örtü peşine düştü. .Bir kısım misafirler ayrıldı.. Servis o kadar ağır ve ilgisiz çok şaşırdım.. Açıkta park edilen arabaların üzeri karla kaplanmış olarak teslim edildi...5 tl soğukta bekletme ücreti almasız arabaları da vermediler.. Divan otel beni çok şaşırttı... Üzüldüm doğrusu...
BİR FIKRA
Postanede çalısan memurlar yılbaşı günü Noel Babaya yazılmış bir mektuba rastlarlar. Tabii Noel Baba diye birisi olmadığı için mektubu kendileri açıp okurlar. Mektupta söyle yazıyordur. "Sevgili Noel Baba. Ben 10 yasında bir çocuğum. Hiç kimsem yok. Yetimhanede kalıyorum. Diğer arkadaşlarıma birçok hediye geldi ama bana hiç hediye getiren olmadı. Senden üç şey istiyorum. Bana bir kalem, bir kalem kutusu, bir de ayakkabı gönderirsen çok sevinirim" Memurlar mektubu okuyunca çocuğa çok acırlar. Kimsesiz çocuğu mutlu etmek ve noel babaya olan inancını sarsmamak için kendi aralarında para toplayıp hediyeleri kendileri almaya karar verirler. Kalem ve ayakkabıyı alırlar, para yetmediği için kalem kutusunu alamazlar. Aldıkları hediyeleri gönderdikten günler sonra çocuktan teşekkür mektubu gelir. Mektup şöyledir: "Sevgili Noel Baba, gönderdiğin hediyeleri aldım. Beni çok memnun ettin. Gönderdiğin hediyelerden birisi gelmemiş. Onu da herhalde postanedeki şerefsizler almıştır." |