|
• MİLLETVEKİLLİĞİ VE SİYASET
|
Aslında cevabını bildiğimiz ama yine de merak ettiğimiz bir soru var; “Bazı insanlar milletvekili olmak için neden bu kadar çırpınır?”. Hele çevrenize dikkatlice bir bakın bazılarının nasıl çırpındıklarını siyasetçilere nasıl yaranmaya çalıştıklarını görürsünüz. .Hem de asli görevlerini ihmal ederek..
Sebebi vatan millet aşkı, vatandaşa hizmet…Değildir herhalde..
Türkiye'nin siyasi gündemi yavaş yavaş seçimler olacak gibi.. Her yerde ufakta olsa bir kulis çalışması, göze girme çabası göze çarpmaya başladı. .Müdüründen , başkanına, işadamından, rektörüne şimdiye kadar hiç bir proje üretmeyen milletvekiline kadar hepsi aday ve kulis çalışmasında.
Bize göre insanların diplomaları, yaşamsal başarılarının tek göstergesi değildir. Her birey, kendi yaşamında üstün başarılara imza atmış olabilir. Ama siyaset, bir sosyal iştir. Bu nedenle milletvekili adaylarının, geçmiş yaşamlarında sosyal başarıları olması önemli bir ehliyet göstergesidir. Ama bir noktada yanılmamak gerekir. Ülkemizde makam sahibi olmak, her zaman başarılı bir geçmişle eşdeğer değildir .Bir çok makam sahibinin yaptıkları ortadadır ve bir sürü iyi olmayan olaylarla anılmaktadır.. Bir kuruluşun başında olmak, o kuruluşta başında olmayı hak ettirecek işler yapıldığını da göstermez. Bilindiği gibi; üst düzey makamların ele geçirilmesinin başkaca yolları da vardır. Kazanamaz atanır..
Siyasetin vazgeçilmez unsurlarından birisi, ahlâk (özellikle siyasal etik) olmak zorundadır. Siyasetçinin (bu bağlamda vekil adayının) temel yaşam ilkelerinden birisi ahlâk olmadığı sürece, siyasal rant kavgasının dışında kalması beklenemez. Ahlâklı siyasetçi yalan söylemez. Ahlâklı siyasetçi sözünde durur. Ahlâklı siyasetçi boş vaatlerde bulunmaz. Ahlâklı siyasetçi olduğundan farklı görünmeye çalışmaz. Ahlâklı siyasetçi, çevresinde seçkin insanî özellikleri ile bilinir ve tanınır.
Olabilir mi böyle bir aday kriteri..
Siyaset artık vatandaşın siyaseti olmaktan çıktı. Siyaset belli grup ve zümreler için olmaya başladı..
Bizim ülkemizde seçmenlerin idealleri hayalleri var mı ki gönlündeki partiyi desteklesin, kendisine en yakın ideolojiyi taşıyanı ve prensipleri benimsesin. Her devrin adamı olmaktır şu anda hayatın bize mecbur ettiği… Herkesin kendi partisi en büyük ..
Siyasetle uğraşanlara baktığınızda...Hiçbir partinin gençlik örgütlenmesinde (veya yapılanmasında) yer almadan, hiçbir siyasi deneyimi olmadan, üyesi oldukları partinin programını-tüzüğünü bilmeden siyasetle uğraşan ve ciddi ciddi makam sahibi olan o kadar çok tabiri caizse hiçbir şeyden anlamayan insan var ki etrafımızda, durumdan vazife çıkartmamak elde değil!
Genelde siyasette “ak saçlı” amca ve dedeler bir kenara çekilip gençlerin, hevesli insanların önünü açmıyorlar… Onlar her durumdan kendilerine pay çıkarıyorlar.. İstenmediklerini bile bile.... Onlar siyasetin kendilerine sağladığı menfaat düzeninin dişlileri arasında bir yol buluyorlar.. Veya haklarında iddialardan kurtulmak için istiyorlar siyaseti.. Devamlı olarak gençlerin siyasetin içerisinde yer alması gerektiğini de onlar söylüyor.. Daha ne kadar bu insanlar siyaseti yönlendirecekler meçhul… Böyle olduğu sürece siyasetten vatandaşa da pek hayır gelmez… Dolayısıyla siyasetin bulaştığı hiç bir mecradan vatandaşa fayda yok... Artık böyle düşünmeye başlamadık mı
|
|
20 Ocak 2015 |
Okunma Sayısı:4488 |
|
|