Büyük usta Halil Cibran, bir örneklemesinde, timsah ile sansarı ele alır.
Suların yükseldiği sırada bir sırtlan ile timsah durup selamlar biri birlerini. Sırtlan konuştu ve “Günlerin nasıl geçiyor efendim?” dedi.
Timsah yanıtladı: Kötü geçiyor. Gün oluyor acılarım ve hüzünlerim için ağlıyorum ve yaratıkları diyor ki: Bunlar timsah gözyaşları. Bu beni her sözün ötesinde yaralıyor.
Sırtlan dedi ki: Acılarınızdan ve hüzünlerinizden bahsediyorsunuz. Ama bir an beni düşününün. Dünyanın güzelliğine, harikalarına, mucizelerine, güzelliklerine salt bir sevinçle gülüyorum. Ormanın insanları diyor ki: Bu yalnızca bir sırtlan gülüşü...
Gerçeğin görmezden gelinmesi, paylaşılamaması ne kadar acı değil mi?
Vakanın maniple edilmesi.
Algının zayıflığı, kendini ifade edememek en önemlisi...
Sırtlan gibi gülememek, timsah gibi ağlayamamak...
Zamanın ruhunu anlayamamak sonra...
Başbakanı yani şimdiki Cumhurbaşkanını izlemiştim anasının cenazesinde.
Ağlıyordu!
Gözyaşları, ince bir hüzünle yanaklarından süzülüyordu.
O,hep asabi insanı, uzun yılların ardından, en sade, saf, insan haliyle görmüştüm
Herkes, O’na kükremeyi yakıştırıyor değil mi?
Ama ben ağlamayı yakıştırdım...
Bir dağın ne kadar yüce olursa olsun, bir tarafının yol olduğunu anımsadım.
Tayyip Bey, anacığına, ne de güzel ağlamıştı...
İşte o, timsah gözyaşları değildi...
Bir dostum, 5 yaşındaki çocuğunun dinozorlara çok ilgi duyduğunu söyledi.
Öyle tatlı anlatıyordu ki, gözlerinin içi gülüyordu.
Koca koca dinozorların, minicik bir çocuğu mutlu etmesindeki ironiye gülüyordu.
Bu bir sırtlan gülüşü değildi.
Dedi ki: Öğretmeni, oğluma dinozorların neslinin tükendiğini söylemiş. Yüzündeki sükut-u hayali görmen gerekirdi...
İşte bunun adı da saf usun yansıması
Evet...
Gülmeliyiz...
Ağlamalıyız...
Çünkü bundan daha derin bir gerçeklik yok...
Bundan daha keskin bir çıplaklık yok...
Zamanın ruhunu ancak böyle yakalarız...
İç Güvenlik Paketi, akıllı sandığımız insanlara rağmen geçti.
Tayyip Bey’e bir dolu yetki verildi.
Anasına ağlamıştı yakıştırmıştım ya,
Zannımca anamızı ağlatacak…
Halbuki bu ülke çok ağladı…