|
• DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
|
Hiç mi kaossuz günümüz geçmeyecek? Bir gün olsun, huzurlu olamayacak mıyız? Yüzümüz doyasıya gülmeyecek mi? 5-6 sene önce yazdığım, aşağıda okuyacağınız yazıyı anımsadı. Alın işte! Değişen bir şey yok! ‘Gençlikleri, kuzu kulağı gömlek ve İspanyol paça pantolonlarda kalan bir ömrün en gedikli yeriydi hayat. Uzun saçlar, yeşil parkalar, Memetali Kıley,Vietnam cehennemi, John Lennon, çiçek çocukları, barış şarkıları ile büyüdüler. Uzadıkça, kısalan ve yüksek sesle okunan birer şiirdiler. Her yerden geldiler, mülksüzlüğe gittiler. Coni’nin postalı değdikçe, toprağa, onlar isyan ettiler. Nazım’ın dizelerinde “vatan hainliğine devam ettiler”… Atilla İlhan’la “şarabın gazabından korkmayı” öğrendiler. Oktay Rıfat ile sevgiliye “bütün karanlığı sana versem, giden geceyi durdurabilir misin? dediler. “İlle de memleketim” idi sol taraflarında atan yürekte… Ülkeyi bölmek isteyenlerin dışarıda, savunanların içeride olduğu korkunç bir metafor yaşıyoruz. Suskunluk Krallığı’nın en berhava yanlarıyız şimdi. İçinden çıkılması imkânsız bir öykü bu yıllardır, gökten üç elma düşmeyen. Düşler erteleniyor en sakınımsız şekilde. Düşünceler erteleniyor, ıkına sıkıla. Sözler erteleniyor, kuytuluklarda. Barış erteleniyor, Nato telli sınırların ardında. Haklar erteleniyor, en geniş meydanlarda. Mitingler erteleniyor sonra. Huzursuzluğu yaşayan halkların “savaş istemiyoruz” talebi öteleniyor, huzur adına. John Lennon ne diyordu Stand-By’da: “Gece geldiğinde ve toprak karardığında ve ay görebileceğimiz tek ışık olduğunda, ben korkmayacağım, hayır korkmayacağım…” Vicdanımızın en paslı yerine saklandığımız o korku imparatorluğu, seslerimizin boğdurulduğu bostancı başıları ile baş ucumuzda bekliyor… İsimsiz cellatların, kimsesizler mezarlığına gömülüyoruz topluca. Kefenlerimizde hiç olmayacak bir dudak izi ile… Kutsadığımız değerler, bizi susatıyor. Bakışlarımız çatlıyor, cehennemi sıcaktan. Kitaplar aklımızı alıyor, haberler doğruları söylemiyor artık. İçimizde iflah olmaz siren sesleri. Demokrasimizin üzerinde otlar bitiyor. Demokrasi Meydanı’nda, Kızılay kan alıyor… Düşler Sesler Sözler Barış Halklar Her şey erteleniyor… “Bir saatli bomba patlıyor” Orada ümit ölüyor… “Gece geldiğinde ve toprak karardığında ve ay görebileceğimiz tek ışık olduğunda, biz korkuyoruz, evet korkuyoruz…” |
|
31 Temmuz 2015 |
Okunma Sayısı:3522 |
|
|