Son yılların en önemli hatta ülkenin kaderini değiştirecek olan “tekrar seçime” gidiyoruz. Elin adamı işin ciddiyetinin farkına varmış; öğrencileri gezmeye götürüyor, bisiklet dağıtıyor, yardım verilmesi gerekenlerin tespitini yapıyor, konut üretiyor, gazete gazete dolaşarak demeç veriyor, medya planlamasını gerçekleştirmiş, sandık başkanlarını ve görevlilerini ayarlamış ciddi ve hummalı bir çalışma içerisinde.
CHP’ye bakıyoruz, gevşek, silik, lakayt, umursamaz ve pişkinlik siyaseti ile iki yumurtayı taşımayı beceremeyen bir amatörlük var. İşin kötüsü, biraz nefes almak, psikolojik olarak rahatlamak isteyen ve ülkenin geleceğinden endişelenen kesimlerin dışında bu durum kimseyi (partilileri) rahatsız etmiş görünmüyor.
Ortalama olarak en genci, dedem yaşında olan walking dead (yürüyen ölüler) partisi CHP, Tahmazoğlu’nun, Yeşilvadi’ye koyduğu üç-beş dinozordan rahatsız oluyor ama kendi fosillerinin yarattığı tahribat ve iç çürümeye “artık yeter!” demiyor. Ben şahsen bu durumu, partililerin zaman içinde çürük kokusuna alışmış olmalarıyla yorumluyorum.
Üsküdar’dan Hale, Kadıköy’den Jale, bizim oradan bir mahalle anlayışı ve sağdan say aynı, soldan say aynı kösele yüzlü sözde politik(acı)lar nedeniyle siyasal Çin işkencesi çektiğimizi, bu sadist nepotiklere işte açık açık söylüyorum.
Çünkü 1 Kasım seçiminde görev alacak sandık başkanları listesinin zamanında verilmediği için partili görevlendirilmeyeceği gerçeği bir seçmen olarak beni yakından ilgilendiriyor. Salata, turşu ve mikser siyasetini çok iyi yapan moronlar, anlaşılan o ki Testere filmindeki gibi zincirledikleri bacaklarını keserken bu rezalete engel olamamışlar.
Çok seçim görüp geçirmeleri ve köylü Ahmet amcanın tarlasındaki zeytin ağacının yaşını görmelerine rağmen Şahinbey ilçede sandıklar başsız kaldı. Bu nedenle heykelleri Anıtkabir’e dikilse yeridir.
Gençlerden, kadınlardan, gelecek endişesi taşıyanlardan, vizyoner kişilerden, akıllı insanlardan rahatsız olan bu deniz anaları kendilerine dokunanı kaşındırarak büyük bir hedonizm yaşarken, mecazen oturdukları masanın ayakları alev almış haberleri yok.
Fermuarlarını çekmekten dahi aciz olan bu güruha sesleniyorum: Eğer kafası kesildiği halde, ayağa kalkarak çarpılmış gibi koşan bir tavuk gördülerse, aha da Şahinbey’de başsız kalan tavuk odur. Bu da sizin sorumluluğunuzun, kente olan vefanızın, partinize olan sadakatinizin, sevginizin, ciddiyetinizin bir eseridir. Bu nedenle karpuz kabuğundan madalyaları fazlasıyla hak ediyorsunuz.
Sizleri Şahinbeyliler olarak “illetçe alkışlıyoruz!..” |