Eğer söyleyecek bir sözünüz yoksa ve şiddete başvuruyorsanız, orada demokrasi bitmiş demektir. Eğer bu şiddeti, kuvvetler ayrılığının 4. halkası olan medyaya ve bir gazeteciye karşı gerçekleştirmiş iseniz, demokrasiyi doğrudan hedef almışsınız demektir.
Kabadayılık, yancılık ve korku iklimiyle ortaya çıkarılan içgüdüsel bir davranış rejimiyle, kilometrelerce takip ettiğiniz Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a, 4 kişi birden saldırıp, onun gazeteciliği üzerinden dik duran basın mensuplarına yönelik bir sindirme, baskı altına alma ve ötekileşme psikolojisi yaratmak istiyorsanız gelişmiş bir ülke olduğunuzdan da söz edemezsiniz!..
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yapılan salıdır nedeniyle medya mensuplar cumartesi günü İstanbul’da ayağa kalkarak Tünel Meydanı’na kadar yürüdüler ve “Özgür Basın Susturulamaz” şeklinde net bir mesaj verdiler…
Doğru olanda bu idi.
Sadece Ahmet Hakan’ın değil, halkın bilgi alma hakkının, kuvvetler ayrılığının, demokrasinin, düşünce ve ifade özgürlüğünün sahiplenilmesiydi bu birliktelik…
Siyasileri, çatı örgütü gazetecilik meslek kuruluşları ve medya kapsamı dışında kalan kurumları saymaz isek Anadolu’nun da dört bir yanından gazetecilik meslek örgütleri, bu hain saldırıyı kınayan açıklamalar yaptılar. Hatta Akhisar Gazeteciler Cemiyeti de kısa bir yürüyüş yaparak gerçekleştirdikleri basın açıklaması ile olayı telin ettiler.
Çağdaş Gazeteciler Adana, Bursa şubeleri, Tunceli Gazeteciler Cemiyeti, Şanlıurfa Çalışan Gazeteciler Derneği, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Adıyaman Kommagene Gazeteciler Derneği, Akçakoca (Düzce) Gazeteciler Derneği, Şanlıurfa Gazeteciler ve Yazarlar Derneği, Ordu 19 Eylül Gazeteciler Derneği, Sakarya Gazeteciler Cemiyeti, Yozgat Gazeteciler Cemiyeti, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti gibi Anadolu’nun doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine birçok şehirde meslektaşlarımız ayağa kalktı.
Peki Gaziantep ne yaptı?
Hiç !..
(. . .)
Bildiğiniz, koskoca bir hiç !..
Bu şehirde kaç tane gazetecilik meslek örgütü var herkes biliyor.
Bir tanesinden, mesleğimize ve ülkenin demokratik değerlerine yönelik bu alçakça saldırıyı kınayan, telin eden, tepkisini dile getiren iki satırlık bir açıklama gelmedi !..
Simsiyah olan bu fotoğrafa bakarak, Gaziantep’te gazeteciliğin hangi noktalara geldiğini görmek gerçekten üzücü, can sıkıcı. Gazeteci olarak içinde bulunduğumuz yalnızlık sarmalının dışa vurulmuş halini görmek kimi mutlu eder bilemiyorum?
Ama bu durumda son sözüm şu olur :
Ya Gaziantep, Anadolu değil
Ya bu saldırı olmadı !
Ya biz duymadık (!)
Ya da gazeteci değiliz !..
YAZARIN NOTU : Meslektaşım Ahmet Hakan Coşkun’a yönelik bu çirkin saldırıyı bir kez daha şahsım, Güncel ve Analiz Gazeteleri adına kınıyor, medyaya yönelik kalkışmaların son bulmasını diliyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum… |