Memleketin ana dilini kırıp büküp, her meseleyi dini motiflerle açıklamayı yaşam biçimi haline getirdiğiniz için, bu devlet okullarındaki pisliği, tuvaletlerin iğrenç halini, yavrularımızın adına okul denen mikrop yuvalarında eğitim görmesine olan duyarsızlığınızı, “Temizlik İmandan Gelir” mi? sözündeki iman ve vicdanınızla açıklayacağınızı umuyorum.
Hızlı bir girizgâh olduğunun farkındayım. Ancak, kalemi biraz hiperaktif olan iflah olmaz ben, sosyal medyadan birkaç gündür “çocuğunu devlet okuluna gönderenler, o eğitim kurumunun ne kadar temiz olduğu konusunda bana yazın” çağrıma gerçekten moral bozucu cevaplar aldım.
G-20 Zırvası’na gelen zengin ülkelere öykünürken, liderlerle aynı kareye girmeyi “büyük devlet olma” zanneden bir yönetim anlayışı Gaziantep’te kendi okulunun tuvaletine bir kalıp sabun dahi koyamıyorsa geçeceksin anam-babam bunları bir kalemde.
Dünyanın en büyük 20. ekonomisi olduğundan söz eden, Gaziantep’teki girişimcilerin 5 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğini sevinçten gömleğini yırta yırta anlatanların, yaşadıkları ve kazandıkları bu kente borçlu olduklarını hatırlatmakta hiçbir sakınca görmüyorum.
Mesela, belediyesi, derneği, holdingi vs. 1-2 milyon porsiyon aşure dağıtan, ulu mahsere kazanlarının başında sırıta sırıta poz veren, Ramazan Şenlikleri’ne, post-modern kabile hemşehri dernekleri festivaline halkın on binlerce lirasını savuran, kentteki camileri temizletmekle övünen zevatın, kafasını kaldırıp b.k içinde yüzen ilköğretim ve orta eğitim kurumlarını görmesini bir yurttaş, bir veli olarak talep etmiyorum, doğrudan istiyorum…
Sn. Vali; öncelikle size sormak istiyorum?
Eğitimde yerlerde sürünen bu kentle ilgili olarak iyi niyetle başlattığınız girişimleri izliyorum. Fakat anlamadığım şey şu? Devletin okul müdürü adına Okul Aile Birliği denen soygun düzeneği; kente yayılmış okullardaki öğrenci velilerinden, öğrenci başına 80 ila 100 TL temizlik parası istiyorsa bundan utanç duyması gereken kimdir?
Bu durum, bir Vali olarak sizin hoşunuza gidiyor mu? Devlet, kendi inşa ettiği okulu temizleyemiyor, öğrenciler birçok okulda midesi almadığı için tuvaletleri kullanamıyor, fen dersinde mikrop anlatılırken, o mikropla aynı sırada ders alıyorlarsa bu ayıp kimindir?
Sn. Vali, baştan söyleyeyim: Ben, temizlik parası falan vermeyeceğim. Hele hele Okul Aile Birliği tüccarlığına hiç güvenmiyorum. Milli eğitim yöneticilerinin de büyük bölümünün çocuklarını özel okullara gönderdikleri için devlet okullarını umursamadıklarını, sadece yönetir gibi yaptıklarını sezinliyorum. O nedenle, bu öğrencilerin bir nevi babası olduğunuz için sizi, tüm içtenliğim ve estetiğim ile sorumlu davranmaya davet ediyorum.
Sn. Milli Eğitim Müdürü: Arkadaş, koltuk kaldı, gitti, filen sendika şu ayak oyununu yaptı, bu şube müdürünün arkasında şu var işini geç bi be…Benim kadar sizde devlet okullarının acınası halini biliyorsunuz. Bir kampanya başlat, bir çağrı yap. Gerekirse biz veliler, hafta sonları kendi çocuklarımızın okuluna gidip imece ile bu işe el atalım ama okul aile kirliliği filmini izletme bize olur mu usta?
Ve cüzdanı şişkin, ensesi kalın, bu kentin emeğini sömürüp, babalarını fabrikalarda, çocuklarının devletin o leş gibi okullarda berhava olmasına kılını kıpırdatmayan varsıllar.
İnsan hayâ duyar böyle bir durumdan yahu!
Sizleri, biraz bu kente karşı vicdanlı olmaya davet ediyorum.
500 binden fazla öğrencimiz var.
Bir gelecekten bahsediyorum.
Her şeyin ‘fiyatını’ biliyorsunuz tamam da azıcık da ‘değerini’ bilin.
Bitiriyorum : Bu kentte devlet okullarını b.k götürüyor arkadaş…
DİP NOT: Ani bir rahatsızlık sonucu 25 Aralık Devlet Hastanesi Nöroloji Servisi’nde 4 gün yatarak tedavi görmek zorunda kaldım. Bu süre zarfı içinde yakın ilgisini esirgemeyen Uzm. Dr. Aysun Yıldız’a, nöroloji servisinin melek hemşirelerine, temizlik personeline, çiçek gönderme zahmetinden bulunan değerli insanlara, bizzat ziyaretime gelen, telefon açan, sosyal medya aracılığı ile geçmiş olsun dileklerini ileten tüm dostlara teşekkürü borç bilirim.
|