Bilişim ve teknolojide akıl almaz gelişmelerin yaşandığı günümüzde insanlar hızla mekanikleşiyor, yaşamlar hızla bireyselleşiyor. Özellikle bu gelişmelerin daha yoğun hissedildiği büyük şehirlerde insanların hayatları adeta otomatikleşmiş durumda ve bu durum dalga dalga günlük hayatımıza yayılıyor, yaşamları derinden etkiliyor. İnsanlar her yeni doğan günün sabahıyla birlikte kendilerini bir önceki günden neredeyse farksız bir şekilde aynı hengâmenin, karmaşanın içinde buluyorlar. Kendilerine ve ailelerine ayırdıkları vakit giderek azalıyor ve bu da iletişimsizliği hayatlarının bir parçası haline getiriyor, günlük hayatın stresi ve doğal olmayan gıda ürünleri çok değişik sağlık sorunları yaratıyor, insanlar daha önce hiç isimlerini duymadıkları ve çeşitli hayvanların isimleriyle anılan hastalıklara maruz kalıyorlar, insanlar daha çok tüketiyorlar, gençler artık daha hazırcı ve kolaycılar, insanlar hiç çaba sarf etmeden zengin olmak istiyorlar, hayatlarının kontrolleri daha az kendilerinde. Ve karşınızda bütün bunların belki de doğal bir sonucu olarak takıntılarıyla, bağımlılıklarıyla, kaygılarıyla, korkularıyla, çatışmalarıyla günümüzün ne yapacağı kestirilemeyen davranışlara sahip insanlar......
Televizyon ise yaşamları bu kadar karamsar ve sığ hale getiren teknolojinin ilk neferi. Şimdide bunun yerini internet almış durumda.. Batı ülkelerinde durum nasıl bilmem ama maalesef toplumumuzda hala televizyon ve özellikle internet kontrollü bir şekilde kullanılan değil de, hayatlarımızı ve alışkanlıklarımızı kontrol eder bir konumda. Aslında genel olarak teknolojik ürünlerin çoğunda durum böyle. Mesela interneti, arama motorlarını vs.yi amacı dışında kullanmada dünya ülkeleri arasında her zaman üst sıralardayız. Bilinçsiz internet ve tv kullanımı denilen de tam olarak bu zaten. Sizin teknolojiyi değil, teknolojinin sizi kontrol etmesi ve yönlendirmesi. Gerçi televizyon hayatlarına gireli uzun bir zaman olan ve hala daha bilinçsizce tv izleyen bir toplumdan, bilgisayar, internet, cep telefonu vs. gibi daha yeni nesil teknolojileri bilinçli kullanmasını beklemek biraz haksızlık olur.
Televizyon ve (internet özelinde) bilgisayar aracılığıyla zihinlerimiz her gün bir sürü uyarıcı bombardımanına tutuluyor. Sürekli bir şeyleri tüketmemiz, satın almamız, değiştirmemiz telkin ediliyor, magazin ve yarışma programlarıyla insanlar kolay yoldan, hiç çaba sarf etmeden zengin olmaya, bir şeylere sahip olmaya yönlendiriliyor, çizgi filmler, sinema filmleri ve diziler ile insanlar şiddete, saldırganlığa ve cinselliğe (uygun olmayan tarzda) eğilimli hale getiriliyor. Dikkat ederseniz TV ve (internet özelinde) bilgisayar bir sürü şeyi bizim yerimize yapıyor. TV programlarında insanlar bizim yerimize tartışıyorlar, eleştiriyorlar, övüyorlar, karar veriyorlar, evlendiriyorlar, hangi yemekleri yiyeceğimize bile karar verebiliyorlar ve izleyenlere sadece düşünmeden telkin edileni yapmak kalıyor. Kontrolsüz programların etkisiyle gençlerde kolay öğrenmeye ve kolay kazanmaya yönelim artıyor. Emek harcamadan hedefe ulaşma çabaları ile okumayan ve araştırmayan, düşünmeyen ya da düşünemeyen gençlerin sayısında artışlar yaşanıyor ve sonuçta başarısızlıklar görülüyor. Kimi programların tekrarlarıyla olumsuz temaların içselleştirildiği, aileyi ve içinde bulunduğu kültürü küçümseme eğilimlerinin güçlendiği görülüyor. Sürekli sanal dünyada gezinerek, bir süre sonra bunları gerçek olgularla karıştıran gençlere her geçen gün daha fazla rastlanıyor, bunun etkisiyle çocuk ve gençlerde gerçek hayata ilgisiz kalma, yalnızlık, bencillik, güvensizlik duyguları artıyor.
Birçok anne- baba çocuğunun ders çalışmadığından, ödevlerini yapmadığından, sadece tv, bilgisayar ve oyun ile ilgilendiğinden yakınıyor. Çocuk ya da gençler niçin çalışsınlar ve çabalasınlar ki, içinde büyüdükleri popüler kültür ve medya onlara her şeyi hazır olarak sunuyor zaten, sadece sorgulamadan yaşamayı ve tüketmeyi empoze ediyor. Ve maalesef birçok aile bu durumu engellemekte yetersiz kalıyor. Üstüne üstlük çocuklar dünyaya gözlerini açtıklarında karşılarında buldukları ilk şeylerden biri de televizyon oluyor. TV bir ailenin hayatının o kadar içindeki, ailenin bir parçası oluyor ve çocuklarda bu aile bireyi ile büyüyorlar ve sonra hayatlarına internetle devam ediyorlar..
|