Ya nasıl bir memleket olduk. Memlekette dedikodu, yönetim biçimimiz ve yaşam şeklimiz olmuş.
Kamu kurum ve kuruluşlarında iletişim kanalları kapalı.
Ya nasıl bir memleket olduk. Trafik ve trafik kazaları tam bir rezalet. Aceleciliğin, saygısızlığın, görgüsüzlüğün, hoşgörüsüzlüğün aptallığın, salaklığın, nemelazımcılığın, duyarsızlığın yollarda cirit attığı bir memleket olduk.
Ya nasıl memleket olduk. Toprağa düşmüş gencecik fidanların bayrağa sarılı cenazeleri gelirken sıra sıra, hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor eğlenceler, ocaklara ateş düşmüş yanarken, analar feryat figan ederken, devam ediyor ihaleler, açılışlar, peşkeş çekmeler, adam kayırmalar, yalan, iftira ve köşe dönmeler.
Ya nasıl bir memleket olduk.. Cinnet geçiren cinayet işleyip masum canlara kıyan.
Ya nasıl bir memleket olduk. Etrafta canlı bombaların olduğu, bomba yüklü araçların dolaştığı ihbarlarının bulunduğu, Türk vatandaşı olmayan bir kısım şüpheli kişilerin otellerde cirit attığı bir memleket..
Ya nasıl bir memleket olduk. Zengin bir turizm potansiyeline sahip olduğu ve zeugma gibi dünyaca ünlü bir antik kentin içinde olmasına rağmen hiçbir turizm hareketi olmayan ve bu zenginlikten faydalanamayan bir memleket.
Memleketimde hiç mi güzel şeyler yok. Var elbette. Memleketimde çok daha güzel şeyler olsun istiyorum.. Güzelliklerin sürekliliğini istiyorum.
Güzel şeyleri gören gözümüz.. Güzelliklerin devam edeceğine dair ümidimiz olsun istiyorum.
MEMLEKETTEN HABER VAR
Gurbette çalışan iki Karadenizli den biri izinden dönmüş, hemşerisine memleketten haberler veriyordu.
-Memlekete kar yağdı; kurtlar, çakallar köye indi! deyince araların da şu söyleşi geçti:
-Bir zarar verdiler mi?
-Sizin cil horozu çakal kaptı!
-Peki, Karabaş neredeymiş?
-Eşek Karabaş ı tekmeyle öldürmüş!
-Eşek değirmen de değil miydi?
-Değirmenden babanın tabutunu getirmişti!
-Uy babam öldü mü?
-Öldü ya...Ananın ölümüne dayanamadı da!
-Ah anam ah o da mı öldü? Desene ocağım söndü. Evim boş kaldı.
-Hayır, boş kalmadı. O da yangın da yandı, kül oldu
|