Memlekette güven bunalımı var. Kimse kimseye güvenmiyor. Babana bile güvenme söyleminin dönemini yaşıyoruz.
Arkadaşına güvenme, eşine güvenme, komşuna güvenme, iş arkadaşına güvenme.. Hiçbir şeye güvenme. Güvensizlik tavan.
İyi de, kime güveneceğiz? Çok basit ama memlekette verilecek en zor en ağır en ağır bir soru haline geldi, kime güveneceğiz?
Birlikte yaşıyoruz, birlikte seviniyor, üzülüyoruz. Eski güzel günlerde güvenmek için tanımak bilmek yeterliydi. Nereye gitti bu duygu bu düşünce..
Ya öyle bir zaman ki ister istemez herkes bunu soruyor bunun cevabını arıyor. Kime veya neye güveneceğiz kimse kalmadı ki hakkında konuşmadık, karanlanmadık, suçlanmadık.
Neler oluyor bize, yazık bu ülkeye ve bize. İnsanlara güvenme desen ayrı sorun, güven desen ayrı sorun. Biz bu yaşımızda kime güveneceğimizi bilemezken, çocuklar ne yapsın? Kime, nasıl güveneceğiz?
"Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde yaşıyoruz" cümlesini çok duymuşsunuzdur. Ekonomik ve sosyal açıdan güçlü bir toplum olmadığımıza göre, bu doğru bir tespit ve doğru bir tekliftir.15-55 yaş arasındaki nüfusta en yaygın hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete (kaygı) bozuklukları ilk beşte yer alıyor. Psikoloğa giden sayısı da her geçen gün artıyor. Son 5 yılda psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvuranların artış oranı yüzde 330.Uzmanlara göre özellikle kriz dönemlerinde depresyon, anksiyete yaygınlığı 2-3 kat artıyor. Genel güvensizlik.
Her şeyden önce birliğin yolu, birbirimize güvenden geçer. Biz birbirimize güveniyor muyuz, daha doğrusu güvenebiliyor muyuz? Hayır. Çünkü biz birbirimize güvenmemeyi öğreniyoruz ve çocuklarımıza da bunu öğretiyoruz.
AVUKATINIZA GÜVENİN
Avukat, hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile kurtarmak istiyordu. Avukat yargıca hitaben: ''Müvekkilim aracın camından sadece kolunu sokup çantayı almıştır.
Müvekkilimin kolu müvekkilimin bizzat kendisi değildir sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için neden bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz.'' der
Yargıç gülümseyerek:'' Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahkum ediyorum.
Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir''
Müvekkil gülümser avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartıp dönüp giderler...
|