Sevgili okurlar yaklaşık bir yıl önce Suriye’nin Çobanbey nahiyesine bağlı bir köye cenaze götürdük. Cenazeyi gömdükten sonra, köy odasında toplanan insanlar arasında gecen konuşmalar yaşanan kötü ve acı olaylar anlatılınca adeta kanımı dondurdu. Ben de “bu söylediklerinizi yapılanları insanlar mı yaptı, yoksa bu acıları Müslümanlık adına mı yaşattılar?” dedim. Benim bildiğim, öğrendiğim yaşadığım Müslümanlıkta insanlar kutsal topraklarda insan öldürmez. Kutsal günlerde, mübarek gecelerde insana kıyılmaz, diye öğrendik inandık” dedim. Bunun üzerine tartışma alevlendi, daha da alevlendi. Radikal dinci taraftarı bir grubun konuşmalarından şiddetin ve cezaların çok hafif olduğunu, kitlesel ölümlerin olması gerektiğini insanların daha fazla korkmaları gerektiğini söylediler. Bu konuşmalardan sonra, insanlar ayrılmaya başladı. Ben de şunu gördüm ki, “ya bizdensin ya da öleceksin.” İnsanlık çok tehlikeli ve acımasız bir örgütle karşı karşıya Allahları para, kadından başka bir şey bilmiyorlar. Bu yapıların dinle imanla hiçbir alakalarının olmadığını gördüm. Suriye’yi 50 yılık bir zamanla toparlanamayacak yıkımlara bir neslinden de yok olduğunu gördüm. Yaklaşık 1 ay önce Halep’ten bir aile bizim binaya geldi. Bir kadın iki çocuk, çocuğun biri 5-6 yaşlarında diğeri ise 7-8 yaşlarında. Binanın bahçesinde oturan çocuklar bir anda hızla içeriye koşan çocuk, diğeri ise titremeye başladı.
Çocuklara ne oldu diye annelerine sorduğumda ise anneleri “Bir şey olduğu yok. Hoca ezan sesi okuduğu için, korktular. Ölen de öldüren de Allahu Ekber dediği için korktular.” Ben de bu olay karşısında şok geçirdim. Şunu öğrendim ki, dünya ve insanlık çok tehlikeli ve acımasız bir örgütle karşı karşıya… Akşam evde bu konuları konuşurken, torunum bana iki soru sordu.” Dede neden bütün acı olaylar Müslüman ülkelerde oluyor ve yaşanıyor?..”
İkinci soru ise Çin de Müslüman olsaydı dinciler kaç örgüt kurardı. Dünya nasıl bir hal alırdı.
Ben de cevap olarak “din ile yönetilen devletlerde dinciler tecavüz eder, yobazlar cinayet işler, aydınlar da intihar eder” dedim.
Ey Türk gençliğine seslenmek istiyorum. Atatürk ve ilkelerine sahip çıkınız ki, ömür boyu huzur ve güven içinde yaşayasınız. Böyle giderse daha uzun yıllar, Müslümanlar huzur, güven ve mutluluğa ulaşamayacaktır. Bizden söylemesi…
Ey gençler bu gidişata bir dur deyin...
|