Elli yıl önce 600 kilometre boyunda ve 500 metre eninde Türkiye sınırına mayın döşeyip, bir onun kadar da güvenlik ve kontrol bölgesi diyerek en verimli toprakları atıl durum getirdiler.
İçinde fıstık, zeytin bahçelerinin bulunduğu Türkiye'nin en verimli topraklarına mayın döşeyip, her sınır köyüne bir karakol yaptılar. Bu karakollara da 40 asker, 10 rütbeli personel görevlendirirlerdi.
Benim köyüm bir sınır köyü. Kırk yıldan bu yana hiç bir vukaat olmadı. Ne Suriye'den gelen ne de Türkiye'den giden bir kişi olmadı. Suriye tarafında ise sınıra en yakın karakol 30 kilometre içeride ne askeri ne de karakolu var.
Ben her sene köyüme gittiğimde bir bakıyorum sınıra o sene beton nöbet kulubeleri yapılmış. Bir sene sonra demirden nöbet kulübeleri yapılmış daha sonra da toprak kazılarak nöbetçi siperler yapılmış, yollar yapılmış, köprüler yapılmış. Mayınlı alanın dışında da binlerce dönüm arazi ekilemez, işlenemez hale gelmiş.
Yaklaşık kırk yıl önce gün batımından, gün doğumuna kadar dışarı çıkma yasağı uygulandı. Gündüzleri de birinci bölgeye tarlamıza gitmek için izin alırdık.
Elli yıl önce ne amaçla bu toprakların mayınlandığını bilmiyorum ama bugün hiçbir mantığının ve anlamının olmadığına inanıyorum. O zaman kaçakçılık yüzünden mayınlandığın yerlerde bugün ise sınır ticareti adı altında Suriye'den getirmek istediğin ne varsa kaçak yollarla getirebiliyorsun.
Zaten gümrük kapıları da yolgeçen hanı gibi. Gümrük kapılarında yaşanan kaçakçılık olaylarını hergün medyadan takip ediyoruz. Hal böyle iken bu mayınlı bölgenin halen atıl durumda beklemesini artık bizim ülkemizdeki siyasi zihniyet kaldıramaz, işler böyle yürümez.
Bizim köyde 70'lik Mıstık Emmi’ye, 80'lik Havva Teyze’ye devlet 100'er dönüm satsa bu insanlar 6 ay gibi kısa bir sürede o mayını temizler, işletmeye başlar bu sınırlardan da kuş bile geçirmez. Devlette bu külfetten kurtulur.
Ama 50 yıl önceki zihniyet hala devam ettiği için bu mayınlar temizlense de bize vermez ve daha çok olmayan düşmanı bize bekletir. Böyle giderse Suriye köylüsü mayınları sökerek fıstık ve zeytin bahçesi yetiştirmeye başlar. Bizde olmayan düşmanı beklemeye devam ederiz. |