Sevgili okurlar bu günlerde gündemimiz açılım. Hükümet, basın ve aydınlar bir açılımdır tutturmuş gidiyor. Kim ne istiyor, kim ne veriyor? Ben anlamış değilim.
Son yapılan anketlerde de vatandaş açılım-saçılım derdinde değil. Vatandaşlar, günü nasıl suç işlemeden kurtarırım derdinde. Vatandaş 500 TL asgari ücretten iş istiyor, iş yok. İşsizlikten ve boş gezmeden, çaresizlikten suç işlerse de devlet cezaevinde bir kişiye 1255 TL harcıyor aylık olarak.
Son günlerde basında çıkan haberlere baktığımızda şimdilik ferdi cinnet geçiriyoruz. Bu olaylar toplumsal cinnete dönüşmeden almamız gereken acil eylem planını açıklıyorum;
1- Büyük kentlerimize 50 bin kişilik akıl hastanesi yapılsın.
2- 50 bin kişilik cezaevi inşa edilsin
3- 50 bin kişi güvenlik gücü alınsın.
Hükümet bunları acil eylem planının içine almalıdır çok geç kalmadan. Ferdi cinnetler toplumsal cinnete dönüşürse o zaman kimse durduramaz. Aynen Fransa’da olduğu gibi.
Son yıllarda şehrimizin nüfusu 400 bin artmış. Hükümetlerin şehrimize yaptıkları ortada.
Son 8 yılda GAP’a 2 milyar dolar harcanmış. GAP biterse 400 bin kişi zengin olacak. GAP’a para yok. 4 milyar dolar harcanıp makam arabaları almaya para var. Üçüncü boğaz köprüsüne de 4 milyar dolar harcanacakmış. Bizim çevre yoluna 130 milyon dolar bulunmuş. Duble yollara iki ilçe arasında da olsa para çok.
Halkın durumunu söylemeye, anlatmaya gerek var mı? Sonuç, zihniyet hiç değişmemiş aynı zihniyetle yola devam. 50 yıldır ki sonuç, huzursuz, yüzü gülmeyen çaresiz, mutsuz, cinnet geçiren bir toplum.
İktidara sesleniyorum çok geç olmadan işsizler örgütü kurulmadan akıl hastanelerini ve ceza evlerini yapın. Güvenlik gücünün sayısını artırın. Yarın çok geç olabilir.
69 olaylarını hatırlayın bir kıvılcım şehiri yaktı kimsede durduramadı. Son yıllarda uygulanan ekonomik sistem iflas etmeyen, icraya düşmeyen insan bırakmadı daha da yola devam. Soruyorum insanlara; kumar mı oynadı hayır pavyona mı gittin hayır tefecinin eline mi düştün tövbeler olsun ya nasıl iflas ettin bende bilmem abi. Yola devam son vatandaş kalıncaya kadar. Yazık bu insanlara ve memlekete bizden söylemesi.
Nohut dürümüne muhtaç edenler utansın ne yapalım… |