Abone kelime anlamı ile sürekli, daimi demek.. Ligin başlangıcından itibaren geride bırakılan 7 hafta içerisinde bir mağlubiyet, bir galibiyet ve 5 beraberlikle sahadan ayrılıyorsanız bir puana, beraberliğe abone olmuşsunuz demektir.

Gaziantep FK için bu tanım cuk diye oturuyor.. Ha kötü bir şey mi, hayır... Yenemiyorsan yenilmeyeceksin, puan puandır, galibiyet kadar olmasa da maddi manevi getirisi var. Bu mantıkla hareket edilirse beraberlik en azından iyimserlik demek. Hiç bir mazeret başarının yerini tutmaz.

Gençlerbirliği deplasmanında daha maçın 17’nci dakikasında 1-0 öne geçip, rakibinizi oyundan düşürüp, abondene etmişken skoru koruma yerine hücumu düşünüp farkı artırma mantelitesi ile hareket edilse galibiyet işten bile olmayabilirdi. Tabii takımın teknik patronu Sumudica'nın taktik oyun anlayışı ve eldeki oyuncu potansiyeli mahkum ediyor olabilir. Bu sezon sonuca etki eden penaltılar ve takımın penaltıcısı Maxim revaçta.

Evet Gaziantep FK’nin sezon başından beri göze hoş, etkileyici bir oyun sergilediği söylenemez. Ancak yiğidi öldürelim ama hakkını da vermek gerekir. Etkili forvetin ve orta sahan yok. Allah’tan Günay gibi sağlam bir tutanın, Maxim gibi de penaltıcının, arada da Muhammed gibi golcün var. Her maç 8 vasat yabancı sahada. Yedek kulübesinde oturan Mirza, Furkan, Çağlar, Cenk Enver gibi yerli ve genç oyunculara şans vermek gerekir. En azından 3’ncü sınıf yabancılar izlenmemiş olur. Kaleci Günay, Maxim, kısmen Muhammet, Toska ve Souza Gençlerbirliği deplasmanında bir puan çıkartan takımın göze batan iyi isimleri idi..

İlk yarıda 1-0’dan sonra bariz üstünlüğe rağmen farkı açamayınca ikinci yarı hakimiyet rakibe geçti. Her şeye rağmen Gençlerbirliği'nin beraberlik gölünden sonra özellikle de maçın son 15 dakikasında iyi bir direnç göstererek puan çıkartan oyuncuları tebrik etmek gerekir...