Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İNSANLIĞA KATKI DA NE DEMEK?

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2020 19:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.12.2023 22:18

  Hiç düşündünüz mü?

  Bizler, yani Türkiye Cumhuriyetinde yaşayanlar, evrensel insanlık arenasındaki ‘’Yaşamsal Katkı’’yarışının neresindeyiz?

  Kulvarımız evrensel mi, yoksa kendimizle mi sınırlı?

  Yarışın sonunda mıyız, başında mıyız, yoksa ortalarında bir yerlerde miyiz?

  İnsanlığa katkı sunma hususunda bu yarışın -aktif olarak-içinde miyiz, dışında mı?

  Yapan/çatan, üreten ve sunan bir konumda mıyız? Yoksa iğneden ipliğe dışarıya mı muhtacız?

  Yani genel manada üretici miyiz, yoksa “hazır lopçu türünden” tüketicimi?

  Bölgesel veya evrensel sorunları çözmede aktif konumda mıyız, yoksa ha bire takım değiştiren taraftar gibi şaşırmış seyirci konumunda mıyız?

  Günümüz dünyasının gerisinde miyiz, ilerisinde miyiz yoksa birçok konuda yerimizde saymakta mıyız?

  Sosyal yaşamda, kurumsallaşmada, çağa ayak uydurmakta, okur/yazarlıkta, sanatta, sporda siyasette…

  Demokratikleşmede, evrensel insan haklarında…

  Ekonomide…

  Sanayide, tarımda, turizmde, hizmette, konutta, inşaat sektöründe; dürüst müyüz? Malzemeden çalıyor muyuz? Malzemeden çalmıyorsak 5 ya da 6 şiddetindeki depremlerde onlarca çok katlı bina neden çöküyor; onlarca yüzlerce insanımız neden depremden ölüyor? Gelişmiş ve evrensel standartları yakalamış olan ülkelerde 7, 8 ve hatta 9 şiddetindeki depremlerde can kayıpları olmuyor; üç beş istisnanın haricinde…

Ekmeğin kalitesinde, suyun, elektriğin, doğal yakıtın, akaryakıtın neredeyse her gün, her hafta değilse ayda en az iki kez zamlanmasını -siyasi iktidarlar- milletin gözünün içine bakarak nasıl açıklayabiliyorlar? Vatan, Millet, Sakarya nutukları ile mi desem; yoksa “Allah’ın takdiri” diyerek mi? pahasında…

Yaşam standardı eğiliminde, adil paylaşımda…

Hukukta, adalette, adil dağıtım terazisinin kefesinde; bir miyiz, eşit miyiz?

Yasada, Anayasada, ortak tasada, gamda ve zor günlerde özgür bireyler miyiz, kula kul muyuz yoksa vatandaş mıyız, yurttaş mıyız?

Maden galerilerinde, fabrika/sanayi vardiyalarında ve zor koşullardaki çalışan, alın teri akıtan emekçilerin haklarını gasp edenlerin yanında yer alan bir iktidar, yeni bir seçimde oyları kimden alacaktır?

Yarınlarımızı anlamlaştırmada, yaşamı kolaylaştırmada adalet terazisinin hangi kefesine kimler yüreğini ve alın terini koyacaktır; kimler de hangi kefesine de satılmış oylarını koyacaktır? Yarınlarımızı belirleyecek olan oylarımız, karşılığını dürüstçe verebilecek midir; makamlar üstü makam…

Siyasette…

Seçim sisteminde, seçim barajında, dokunulmazlık standardında, parti içi demokraside, liderlik sultasında, “Oy babo oy!” propaganda anketçiliğinde…

İktidar muhalefet zıtlaşmasının yüzdesinde…

İç ve dış politika dengesinin ibresinde…

Parti ve seçmen bilincinde, kime ve hangi partiye neden-niçin oy veriyorumun cevabında…

Bu ayan beyan değil midir? Sınıflar arası çelişkide…

Bilgi-bilişim çağına uyumda…

İlimde-fende, keşifte-icatta-buluşta...

Matematikte, geometride, gökbiliminde…

‘’Eller aya, biz yaya’’ sorunu pozisyonunda…

Sanatta, edebiyatta, resimde-heykelde- estetikte…

Müzikte, operada, tiyatroda, balede…

Sporda; kayakta, yüzmede, dağcılıkta, güreşte, buz dansında, patende, bisiklette, motosiklette, jimnastikte, atletizmde…

Ekolojik dengenin korunmasında, doğal çevre duyarlılığında…

Hava, toprak ve su kirliliğine karşı mücadele yarışında…

Çağdaşlıkta; yenilikçilikte, uyumda, yarın tasarımcılığında…

Tıpta, biyolojide, tedavi metotları-yöntemleri bulmada, geliştirmede, uygulamada…

İlaçta, sağlık hizmetlerinde, sağlıklı ve donanımlı sağlık kuruluşlarında, Hipokrat yemininde…

Ulaşımda, haberleşmede, nicelik ve nitelik düzeyinde…

Atlı mıyız, yaya mı?

Eğitsel ve yetişkisel nitelik düzeyinde…

Sosyal ilişkilerimizde…

Birlik ve dirliğimizin pekişmesinde…

Sevgi-saygı anlayışımızda, ilişkisel davranış tarzımızın normalleşmesinde: var mıyız, yok muyuz?

Duyarlılık, fedakârlık, yardımlaşma, dayanışma ve de kollama-gözetme alışkanlığında…

Birlik-dirlik, huzur-güven, mutluluk ve de karnı tok, sırtı pek ‘çiçekli ve çocuklu’ yarınlara gebelikte…

Bir katkımız var mı, yok mu?

Bu konularda insana ve insanlığa yakışır ‘güncel’ bir çabamız oluyor mu, olmuyor mu?

Bir katkımız, bir çabamız, bir ufuksal desteğimiz oluyor mu, olmuyor mu?

Destek mi oluyoruz, köstek mi?

Bu yazıyı okuduktan sonra bir kez olsun kafanızı yastığa koyup uyumadan önce düşünür müsünüz? Düşünürken de ‘’Sahi, insanlık için ‘şimdiye kadar’ ben ne yaptım ve neler yapabilirdim’’ diye, kendinizi sorguladınız mı, hiç!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.