Her ne olursan ol.. Adam olmak bir hünerdir. Erdem sahibi olmaktır. Prensipli ve onurlu yaşam sürmektir. Bu ilke her tür makam ve mevki için geçerlidir. Adam olmak birazda, bulunduğu yere, makama, topluma ve değerlerine dürüst olmaktır.

Hele birde, siyasetle uğraşıyorsanız veya bir makamdaysanız, hem adam hem dürüst olmak zorundasınız. Çünkü, eğer insansanız ve insanları idare etmeye talip bir "adamsanız" zaten "dürüst" olmak zorundasınız. Adam olanlar için aslında bu bir marifet, bir ekstra olmamalıdır ama adamdan ziyade insan olmak bu zamanda biraz zor zanaat!.

Günümüzde görüyoruz ki, her konuda dürüst ve ahlaklı kalmak zor iş hatta yok gibi. Hakikaten herkesin harcı değil. Çabuk bozuluyor. Zira her insanın bir zaaf noktası vardır. İş zaaf konusuna gelince sihir bozuluyor; ahlaka ve dürüstlüğe dair dengeler altüst oluyor. Bu nokta paradır,kadındır,çıkardır,tutkudur,hobidir,siyasettir,aidiyettir, mensubiyettir vs.dir. Kısacası, zaaf noktasına hitap edildiğinde insan sıcakta buz misali çözülüyor.

Siyaset ve makamda olmak, hizmet etmek halkın menfeatini daima kendi kişisel çıkarlarından üstün tutmayı, dürüst ve onurlu olmayı ilke edinerek, yapılması gerekenleri yapmak demektir. Siyasetçiyse, halkın içinde olmaktır, vatandaşın ona ulaşması demektir.. Maalesef Türkiye’de siyaset, içinde hiçbir konuda kaybetme riski bulunmayan bir araç haline gelmiş ve hatta bazen, malını, itibarını artırmak isteyen zeki insanlar artık siyaseti bir kazanç kapısı olarak görmeye başlamışlar.

Ama adam gibi dediğimiz, ilkeli insanlar bu sınıflandırmanın içine girmezler gücün kaynağı meşru değilse boyun eğmezler.

İlkeli insanlar, giyotine ya da idam sehpasına çıkarken dahi doğru ve dürüstlükten dönmez vebale girmezler. Şöyle bir etrafınıza bakın! İlkeli, yeri geldiğinde yani dürüstlükten ve vicdani kanaatinden dolayı maddi ve manevi bedel ödemeye hazır kaç insan görebiliyorsunuz?..

Halk nezdinde dürüst olmak, ahlaklı görünmek ve güven duyulmak artık başlı başına siyasi bir değer haline gelmiştir. Hatta aynı ve belli kişilerin her zaman ve daha fazla siyasetin içinde bulunması da ayrıca siyasette başka adam yok mu güvensizliğini getirmemiş midir? Sosyal devletin önemli özelliklerinden biri de, kişilerin yeteneklerine göre fırsat eşitliği anlayışının uygulanabilir olması değil midir? Neden aynı kişiler her yerde diye hep gözlemimiz yokmudur? Başka adammı yok diye sormuyormuyuz.

Esen rüzgarlara göre yönelenlere, tavır alanlara adam gözüyle bakmıyormuyuz..Adam olmak birazda adil olmaktır. Ruhunu satmamaktır. Bulunduğu konumları kendi şahsı menfaatleri için kullanmamaktır.Düşünmek, sorgulamak, adil karar vermek ve sözü ile yaptıkları tutarlı olmaktır.

Adam olmak vicdani duygulara sahip olmaktır. Kendinle yüzleşebilmektir.

Adam olmak bir şeye adım atarken, yaparken maddi menfaati göz önüne almadan yapılacak işleri yapmaktır..

Adam olmak sahip olduğu mevki ve imkânlar içinde insanları ezmemek, haklarını gasp etmemektir. Şahsi duygularla insanlara zülüm etmemektir. Bir gün yapılan yanlışlardan dolayı hesap vereceğini bilmektir.

Bu kıstaslar çoğaltılabilinir, fakat kısaca adam olmak, dürüst olmak insanlar arasında sevgi çemberi yaratabilmektir. Kin ve nefret tohumları ekmemektir. İnsanlar arasında yalanla, dolanla oluşan düşmanlıklardan menfaat beklentisi içinde olmamaktır.

Birde eşşeğe gücü yetmeyince palana sarılmamaktır.