Fakir fukaranın yanında çalışanın da hakkını vermek gerekir.
Mübarek ramazan ayının insanlar arası birlik beraberlik ve kardeşlik duygularının en yoğun olarak yaşandığı bir aydır. Bu ayda fakir fukaranın daha fazla gözetilerek yaralarının sarılması gerektiğini unutmamak gerekir.
Ramazan, sadelik ve paylaşım ayıdır. Ancak bu durum zamanımızda yerini aşırılık ve lükse bıraktı
Belediyeler ramazan etkinlikleri, Sivil Toplum Kuruluşları Ramazan bahanesi ile gösterişli sofralar kurmaya başladı. Bunların yerine ihtiyaç sahiplerine yardımlar yapılsa gençlerin okumasına destek olunsa olmaz mı?
Ya ramazanda yiyecek ve içecek sektöründe fırsatçılık yapanlara ne demeli. Makamlar, mevkiler, zenginlikler Allah'ın çeşitli sebeplerle insanlara nasip ettiği dünyalık ve çok ağır imtihanlardır. Yüce Allah bu makamları, insanlara mükafat olarak mı, azap olarak mı nasip etmiştir bilemeyiz. İnsanlar bu nasiple haksızlığa, hak gasbına sebep olmaz ve hayırlara vesile olabiliyorsa bu lütuftur. Ancak birilerinin hakkını yiyerek, zulmederek, kendilerine ve çevrelerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar veya buna sebep oluyorlarsa, bu onlar için azap sebebidir.
KRALDAN ÇOK KRALCILAR
Her zaman olur. Mevki, para, güç, ün gibi unsurları taşıyan herkesin çevresinde kraldan çok kralcılar mutlaka vardır.
Bu insanlar Kral konuşmadan, bir şey söylemeden, duygularını belli etmeden Kral ile ilgili konuşur, onu ve gücünü savunur, her şeyi kendi biliyormuş gibi davranır, çok bilir, çok savunur. Krallar değişir ama kralcılar değişmez, mantalite ve misyonları hep aynıdır. Önemli olan; “Gerçek krallık olan yaşamımıza sahip çıkıp kendi krallığımızın kralı olmamız Herkesin kendine ait bir duruşu, hayat görüşü vardır ama yeri geldiğinde "Kral çıplak" demek bana göre daha etik bir davranış.
KORKMAK
Ünlü yazar Shakespeare, "Korkmak" konusunda şöyle diyor:
"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor."
"Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için." "Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için."
"Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için!"
Korku, bilgisizlikten doğar.
Korku, gelecek bir kötülüğü beklemektir.
Hayattan bıkıp ölümü istemek bile korkakların işidir.
Bir şeyin haklı olduğunu bildiği halde, o şeyden yana çıkmayan korkak demektir. Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız, çoktan kaybetmişsinizdir. Her şey insanın kafasında biter.
DOSTLUK YOK OLUYOR
İnsanlar tek tek ve birlikte dünyaya sadece kendi çıkarları penceresinden bakarak iş yapınca kısa vadede kazançlı görünseler de uzun vadede kendilerine, çevrelerine ve gelecek kuşaklarına zulüm ediyor
Neticede kendi çıkarından başka bir şeyi dikkate almayan insanlar bir araya geliyor ve maalesef hayatı çekilmez hale getiriyor. Dostluk ,ahde vefa ve samimiyet öteleniyor.
OLGUNLUK VE HAMLIK
Olgunlaşmak, hiçbir şeye şaşırmamaktır, demiş. Dostoyevski.
Birde ne diyorlar insan dünyanın en geç olgunlaşan meyvesi. Yani çoğu evresi ham. Bizde ders almayıp, devamlı iyilik kelimesini yanlış insanlara(hamlara) harcayıp, doğru insanlara keşkeleri bırakıyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
RAMAZANDA ÇEVRENİZE BAKIN
Ramazan ayı bir nevide yardımlaşma ayıdır.
Fakir fukaranın yanında çalışanın da hakkını vermek gerekir.
Mübarek ramazan ayının insanlar arası birlik beraberlik ve kardeşlik duygularının en yoğun olarak yaşandığı bir aydır. Bu ayda fakir fukaranın daha fazla gözetilerek yaralarının sarılması gerektiğini unutmamak gerekir.
Ramazan, sadelik ve paylaşım ayıdır. Ancak bu durum zamanımızda yerini aşırılık ve lükse bıraktı
Belediyeler ramazan etkinlikleri, Sivil Toplum Kuruluşları Ramazan bahanesi ile gösterişli sofralar kurmaya başladı. Bunların yerine ihtiyaç sahiplerine yardımlar yapılsa gençlerin okumasına destek olunsa olmaz mı?
Ya ramazanda yiyecek ve içecek sektöründe fırsatçılık yapanlara ne demeli. Makamlar, mevkiler, zenginlikler Allah'ın çeşitli sebeplerle insanlara nasip ettiği dünyalık ve çok ağır imtihanlardır. Yüce Allah bu makamları, insanlara mükafat olarak mı, azap olarak mı nasip etmiştir bilemeyiz. İnsanlar bu nasiple haksızlığa, hak gasbına sebep olmaz ve hayırlara vesile olabiliyorsa bu lütuftur. Ancak birilerinin hakkını yiyerek, zulmederek, kendilerine ve çevrelerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar veya buna sebep oluyorlarsa, bu onlar için azap sebebidir.
KRALDAN ÇOK KRALCILAR
Her zaman olur. Mevki, para, güç, ün gibi unsurları taşıyan herkesin çevresinde kraldan çok kralcılar mutlaka vardır.
Bu insanlar Kral konuşmadan, bir şey söylemeden, duygularını belli etmeden Kral ile ilgili konuşur, onu ve gücünü savunur, her şeyi kendi biliyormuş gibi davranır, çok bilir, çok savunur. Krallar değişir ama kralcılar değişmez, mantalite ve misyonları hep aynıdır. Önemli olan; “Gerçek krallık olan yaşamımıza sahip çıkıp kendi krallığımızın kralı olmamız Herkesin kendine ait bir duruşu, hayat görüşü vardır ama yeri geldiğinde "Kral çıplak" demek bana göre daha etik bir davranış.
KORKMAK
Ünlü yazar Shakespeare, "Korkmak" konusunda şöyle diyor:
"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor."
"Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için."
"Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için."
"Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için." "Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için."
"Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için!"
Korku, bilgisizlikten doğar.
Korku, gelecek bir kötülüğü beklemektir.
Hayattan bıkıp ölümü istemek bile korkakların işidir.
Bir şeyin haklı olduğunu bildiği halde, o şeyden yana çıkmayan korkak demektir. Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız, çoktan kaybetmişsinizdir. Her şey insanın kafasında biter.
DOSTLUK YOK OLUYOR
İnsanlar tek tek ve birlikte dünyaya sadece kendi çıkarları penceresinden bakarak iş yapınca kısa vadede kazançlı görünseler de uzun vadede kendilerine, çevrelerine ve gelecek kuşaklarına zulüm ediyor
Neticede kendi çıkarından başka bir şeyi dikkate almayan insanlar bir araya geliyor ve maalesef hayatı çekilmez hale getiriyor. Dostluk ,ahde vefa ve samimiyet öteleniyor.
OLGUNLUK VE HAMLIK
Olgunlaşmak, hiçbir şeye şaşırmamaktır, demiş. Dostoyevski.
Birde ne diyorlar insan dünyanın en geç olgunlaşan meyvesi. Yani çoğu evresi ham. Bizde ders almayıp, devamlı iyilik kelimesini yanlış insanlara(hamlara) harcayıp, doğru insanlara keşkeleri bırakıyoruz.