Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ŞANGAY'A DOĞRU EKSEN KAYMASI MI?

Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2016 15:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2023 09:18
  1. Dünya Savaşı sonrası oluşan siyasi hava Batı Avrupa’da beraberlik çabalarını arttırdı. O yıllarda Avrupa’ya büyük sıkıntılar yaşatan milliyetçilik akımı Avrupa Birliği’nin temeli olan ve 6 ülkenin katılımıyla 1951 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun kurulmasıyla sonuçlandı. Bu oluşumun temel amacı, o dönemde kuruculardan olan Fransa ve Batı Almanya’nın kömür ve çelik endüstrilerinin bir araya gelmesiydi. Bundaki asıl amaç ise o dönemin en önemli madeni olan kömür ve çelik için çıkabilecek uyuşmazlıkları ve savaşları önlemekti. Ancak günümüzde petrol savaşlarını önlemek için hiçbir çabanın olmamasını bir kenara bırakalım savaşı körüklemek genişletmek ve mümkünse bitmemesi için mücadele eden ülkelerin olduğunu görmekteyiz.

Avrupa birliği günümüzde ki şeklini 1990’da Berlin Duvarının yıkılması ve Doğu Almanya ile Batı Almanya’nın birleşerek Almanya olması sonucunda günümüzdeki haline gelmiş oldu. 1992 yılında Maastricht kriterleri ile Avrupa Birliği tanımı kullandı ve 1993 Kopenhag kriterleri ile netleşmiş oldu.

Ülkemizin Avrupa Birliği serüvenimiz 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık anlaşması ile başlayan serüvenimiz, 1987 yılında tam üyeliğe başvuru, 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday kabul edilmesi ile 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başlanmasıyla da bu serüvende günümüze ulaşmış olduk. Müzakerelerin başlangıç tarihi olan 2005 yılından günümüze kadar Türkiye’nin gerçekleştirmesi gereken 33 fasıl başlığından 16 sı açıldı , 1 i kapatıldı ve 15 başlıkta müzakereler düne kadar devam ediyordu. Devam eden başlıklardan da 8 başlık ise komisyonlarca kısmen askıya alındı.

1963 yılından bun yana geçen 53 yılda AB ile yapılan müzakerelerden sonuç çıkmamasının görünen sebepleri kadar görünmeyen bir çok sebebi de bulunmaktadır. En başta gelen nedenler Türkiye’nin Müslüman bir nüfusa sahip olması ve Almanya’dan sonra en büyük nüfusa sahip olması ve AB içinde en hızlı nüfus artış hızına sahip olması muhtemelen AB ye girdiği takdirde 2020 li yıllarda Almanya’yı da geçerek AB nin en büyük üyesi ve Avrupa Parlamentosunda en fazla üyeye sahip olacak ki bu AB için büyük sıkıntı teşkil ediyor, AB ülkelerin Hristiyan nüfusa sahip olması, Türkiye’nin Kıbrıs Sorununda taraf olması gerek Yunanistan ile gerekse de Ermenistan ile olan sorunları, Türkiye’nin AB önündeki en büyük engelleri olarak görülmektedir. Bu yazıyı yazmış olduğum dakikalarda Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin sürdürmüş olduğu müzakereleri geçici süreliğine dondurulmasını tavsiye ettiği kararı kabul ettiğini öğrenmiş bulunuyorum ki, bu kararın ülkemiz için hayırlı olacağı kanaatindeyim.

Türkiye AB’ye girme çabasını AB’ nin ulaşmış olduğu demokrasi, ekonomik, kültürel anlamda yakalamış olduğu gelişmişlik düzeyine ulaşmak için çabalasaydık sanırım daha iyi noktalara gelebilirdik. Bu saatten sonra AB ile ilişkilerimiz hangi noktaya gider bilinmez ancak bizim amacımız o medeni seviye ulaşmak olmalı, bu noktaya ulaşırken bunu AB ile yaparız veya Şanghay örgütüyle yaparız o bilinmez ancak bunu yapmamız gerekiyor.

Avrupa Birliğinden uzaklaştığımız bugünlerde Şanghay İşbirliği Örgütü’nün dillendirilmesi Örgütün bize yeşil ışık yakması kafaları karıştırmış görünüyor. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün bu gelişmelere paralel olarak üye olmadığımız halde tarihinde ilk kez üye olmayan bir ülkeye 2017 Enerji Kulübü’nün başkanlığını verdi. Enerji için bu kadar savaşlar yapıldığı dönemde AP’nun almış olduğu karar ile müzakereleri durdurma kararına karşılık üye olmadığımız Şanghay’dan böyle bir görev verilmesi hem manidar hem de dengelerin değiştiğinin göstergesidir.

Şanghay İşbirliği Örgütü Çin,Rusya,Kazakistan,Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımıyla 1996 “Sınır Bölgelerinde Askeri Güvenin Derinleştirilmesi Anlaşması” nın imzalanmasıyla kurulmuş oldu.1996 Şanghay Beşlisi olarak adlandırılan örgüt 2001 yılında Özbekistan’ın da katılımıyla üye sayısını altıya çıkarmış oldu. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kuruluş amacı askeri ve güvenlik konuları iken, AB’nin kuruluş amacı ekonomik temellere dayanmaktadır ki bundan da anlaşıldığı üzere iki örgütün kuruluşları farklı amaçlara hizmet etmektedir.

Şanghay İşbirliği Örgütü’nün asıl amacına bakacak olursak ki ; ABD’nin Orta Asya’daki varlığına son vermek istemeleriyle birlikte ABD’ye karşı etkili bir ittifak oluşturmaktır. Örgüt’e ayrıca Hindistan, Pakistan, Moğolistan ve İran gözlemci ülke olarak katılmaktadır. Üye ve gözlemci olan ülkelerin nüfusunu düşünecek olursak dünya nüfusunun yarısından fazlasını oluşturmaktadır ki buda büyük bir güç olduğunu göstermektedir. Örgüt misyonunu 2007 yılında dönem başkanı olan Rusya Devlet Başkanı Putin “ Tek Kutuplu Bir Dünya Kabul Edilemez “ diyerek bir anlamda ABD’ye bir mesaj göndererek açıklamıştı. Ancak göz ardı etmememiz gereken noktalar var, Örgüte üye veya gözlemci olan ülkelere bakacak olursak, ülkeler ekonomik olarak Avrupa kadar güçlü olmazken, gerek doğalgaz gerekse petrol rezervleri açısından çok büyük kaynaklara sahip ülkelerdir. Bu olumlu ekonomik göstergelere nazaran bu ülkelerde demokratik gelişmişlik düzeyi çok düşük seviyelerde olmakla birlikte gündeme düşen çok sayıda insan hakları ihlalleri olmaktadır. Eğer Türkiye Şanghay Örgütü’ne dahil olacak olursa örgütün en demokratik ve insan haklarına en saygılı ülkesi olacak.

Türkiye, AB, Şanghay İşbirliği Örgütü veya herhangi başka bir oluşum içine girecek bilinmez ancak, ülkemizin temel amacı bu örgütlerin amaçları olan savunma, ekonomi, demokrasi ve insan haklarına saygı çerçevesinde “muasır medeniyetler” seviyesine çıkmayı hedeflemeliyiz ve bu doğrultuda çalışmalıyız. Aksi takdirde bu oluşumların arasında kalıp hedefini, amacını belirleyemeyen bir ülke oluruz ki o zaman işimiz daha zor olacaktır. “Muasır Medeniyetler” seviyesine Cumhuriyet’imizin 100. Yılında ulaşabilmiş olmak dileğiyle iyi günler diliyorum...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.