Fırsatçılık, yediden yetmişe genlerimize işlemiş hepimizin.

Her türlü olayı, kendi menfaatimize yönelik bir fırsatçılık anlayışı içerisinde değerlendirmeye büyük özen gösteren bir toplum olmuşuz. Bir fırsat çıkmasın hemen üşüşüp, boşluklardan yararlanır, işleri kılıfına uydururuz. Korona virüsün açıklanmasından sonra marketlerde da satılan dezenfektan ve kolonya gibi ürünlerde 2 katı ile 20 katı arasında fiyat artışı yapıldı. Aslında hem şikayet, hem ifşa etmek gerek. Çok yazık. Ne yazık ki bu topraklarda kurnazlık, hinoğlu hinlik, fırsatçılık yani kötülüğün tüm türleri egemen. Terazi var tartı var. Toprağın altı var hesap var ölüm var.

MANTAR GİBİ AÇILAN GÜZELLİK MERKEZLERİNE DİKKAT

İnsan sağlığı her şeyden önemlidir. İki kuruş ucuz olsun, daha çok para kazanayım diye sağlıksız ve gayrı sıhhi şartlarda yaptırılan bir takım işlemler umulmayan sonuçlar doğurabiliyor. Güzellik Salonlarında insan sağlığını etkileyecek aslında insan bedeni üzerinde hekimlik gerektiren uygulamalar yapılıyor bu çok tehlikeli bir durum. Her yerde ucuz güzellik merkezleri reklam broşürlerine rastlayabilirsiniz ki reklamı yapılan uygulamaların çoğu hekim kontrolünde yapılması gerekir. Hekim olmayan kişilerin yaptığı botoks, dolgu saç ekimi vs ve en sık ta yanlış uygulanan lazer epilasyon uygulamaları ki artık erkek berberleri bile yapıyor. Salgın hastalıklardan sakındığımız şu günlerde, merdiven altı diye nitelendirilebilecek koşullarda yapılan tüm bu işlemler halk sağlığı üzerinde ciddi tehdit yaratmaktadır. Bir an önce, Güzellik Salonlarında yetkisiz ellerde, hekim gözetimi olmadan kullanılan lazer ve benzeri cihazlarının engellenmesi için girişimlere başlatılmalıdır. Yetersiz denetlenen güzellik salonlarında hala yasak cihazların kullanımı devam etmekte ve giderek de yaygınlaşmaktadır. Mantar gibi güzellik salonu açılmakta ve bu insan sağlığını tehdit etmektedir.. Az para alıyorlar deyip değeri parayla ölçülemeyecek bedenlerinize merdiven altı güzellik merkezlerinde zarar vermeyin.

YENİ PARTİLER

Yeni kurulan partiler Türk siyasetini ister istemez etkileyecek ve renklendirecek. Alternatif siyaset arayışlarında iktidar partisinden kopan Gül, Babacan ve Davutoğlu nedeniyle siyaset iklimi, sıcak günler yaşıyor. Türkiye ittifaklara yani adı konmamış koalisyonlara endekslenmiş duruma geldi. Yeni sistemin getirdiği “yüzde 50 + 1” şartı siyaseti tepeden tırnağa yeniden dizayn etti ve etmeye devam ediyor. Siyaset arenası çok hareketlenecek. Yeniden Refah, Davutoğlu, Babacan ile Cem Uzan'ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeşil ışık yakmasıyla Yeni Parti ile siyasete döneceği kulislerde. Ayrıca bir dönem Sağlık Bakanı ve Devlet Bakanı olarak görev yapan Rifat Serdaroğlu'nun "Çoban Ateşi" adını verdiği siyasi bir hareketi partileştirme çalışmaları içinde olduğu biliniyor. Yeni partilerin vatandaşa ne gibi kazanımlar getireceği şimdilik bilinmiyor, siyasi ittifaklarda dengeler değişir mi bilinmez ama yeni partilerin siyasette bir etki yaratacağı kesin gibi. Yeni kurulan partiler millet ittifakı ile paralel düşündüklerini açıklasalar da Türkiye'de siyasetin ne olacağı belli olmaz, bizde iç siyaset bir saatte değişebilir.

SİYASET

Bizdeki siyaset satranç değil, kahvehane kültüründen bir parça, “Okey”in yansımasıdır. Her seferinde yeniden karılır taşlar. Her seferinde farklı bir taş okeydir joker yerine geçer. Sahte okey vardır. Taş çalma vardır. Hile vardır, hurda vardır.

Okey oyunu gibi şans getirsin diye ıstaka değiştirirseniz, oda gelir memleketin içine eder. Gelmeyen tek taşa kızıp en sağlam seriyi bozabilirsiniz. Taşları karıştırıp karıştırıp yeniden kardığınızda ne çıkarsa bahtınızadır..