Gaziantep'in Nizip ilçesinde yaşayan 101 yaşındaki Ayşe Uğur, ilerlemiş yaşına rağmen sağlıklı haliyle adeta yıllara meydan okuyor. 1925 yılında Nizip'in kırsal Salkım (Hıyam) Mahallesi'nde dünyaya gelen, biri kız 8 çocuk annesi ve 150 torunu olan 101 yaşındaki Ayşe Uğur, ilerleyen yaşına rağmen sağlığıyla dikkat çekiyor.
Haber Giriş Tarihi: 30.07.2025 12:59
Haber Güncellenme Tarihi: 30.07.2025 13:00
Kaynak:
Haber Merkezi
guncelgazete.com
ÇOCUKLARI VE TORUNLARI HİÇ YALNIZ BIRAKMIYOR
Geniş ve kalabalık bir aileye sahip olan Ayşe Uğur'un 8 çocuğu, 150 torunu ve 50'ye yakın torunlarının da çocukları bulunuyor. Torununun torununu da gören Ayşe Uğur'u çocukları ve torunları hiç yalnız bırakmıyor.
Doğup büyüdüğü köyünde hafızası ve bilinci yerinde yaşamını sürdüren Ayşe Uğur'un eşi 23 yıl önce vefat etti. 23 yıldır köyde kalan oğlu ve geliniyle birlikte yaşayan Ayşe Uğur, ilerleyen yaşına rağmen çoğu ihtiyacını kendisi karşılıyor.
Dinç görünümü ve neşesi ile köyün en sevilenlerinden birisi olan Ayşe Uğur, 101 yaşında olmasına rağmen herhangi bir sağlık sorunu olmayan Ayşe Uğur, günlük ihtiyaçlarını kendi başına karşılamaya çalışıyor.
İBADETLERİNİ HİÇ AKSATMIYOR
İlerlemiş yaşına rağmen hayata sımsıkı sarılarak asırlık bir çınar ağacı gibi ayakta duran Ayşe Uğur, gününü daha çok ibadet ederek geçiriyor. Çocukluğundan bu yana oruç ve namaz gibi ibadetlerini hiç aksatmayan Ayşe Uğur, gün boyu bir taraftan elinde tespih çekerken, bir taraftandın da pencereden dışarıyı izliyor.
Beslenmesine de çok önem veren, doğal ve organik olmayan ürünleri hiç tüketmeyen Ayşe Uğur, süt, bal, pekmez, reçel, yumurta, tereyağı ve yoğurt gibi doğal ürünlerle beslendiğini söyledi.
101 yaşında olmasına rağmen hiçbir hastalığının olmadığını ifade eden Uğur, genç yaşından itibaren hazır gıda yerine doğal gıdalar tüketmeye dikkat ettiğini, erken yatıp erken kalktığını söyledi.
"SABAH KAHVALTIMI AKSATMAM"
Evde kendi hazırladığı gıdaları tükettiğini, yoğurt mayaladığını, bol bol sebze ve meyve yediğini ifade eden Uğur, "Sabah kahvaltımı yaparım. Canım ne isterse onu hazırlarım. İkindiye kadar evden çıkmam ama ikindi sonrası serin havada evin önüne çıkıp gölgede oturuyorum. Çünkü havalar çok sıcak. Sıcağa da pek fazla dayanamıyorum. Her zaman doğal beslendim. Sebze ve meyvelerimiz kendi ürünümdür" dedi.
Çocukluk ve gençlik yıllarına olan özlemini dile getiren Ayşe Uğur, "Eski dönem bu dönemden iyiydi. Eskiden küçükbaş hayvanlarımız vardı. Tavuklarımız vardı. Ürünlerimizi kendimiz hazırlardık. Fakat şu an eski dönemden pek fazla bir şey kalmadı" şeklinde konuştu.
"YUMURTA, SÜT VE YOĞURDU AĞIRLIK VERİYORUM"
Kendi yetiştirdiği ürünlerin yanı sıra yöresel ürünleri tükettiğini ve beslenmesine çok dikkat ettiğini belirten Uğur, "Bal ve pekmezim her zaman var. Eti kavurur dolaba koyarım, canım istediği zaman çıkarır yerim. Reçel kaynatırım. Kavrulmuş, haşlanmış etim her zaman var. Çük şükür her şeyim var. Her hangi bir hastalığım yok. Benim ne şekerim ne kolesterolüm ne de tansiyonum yok. Yediklerim bana dokunmaz. Uykum düzenlidir. Yumurta, süt ve yoğurdu elimden geldiğince hep yerim. Şu anda çok şükür kendimi idare ediyorum. Yiyebildiğim her şeyden tüketiyorum" şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
101 yaşındaki Ayşe nine yıllara meydan okuyor
Gaziantep'in Nizip ilçesinde yaşayan 101 yaşındaki Ayşe Uğur, ilerlemiş yaşına rağmen sağlıklı haliyle adeta yıllara meydan okuyor. 1925 yılında Nizip'in kırsal Salkım (Hıyam) Mahallesi'nde dünyaya gelen, biri kız 8 çocuk annesi ve 150 torunu olan 101 yaşındaki Ayşe Uğur, ilerleyen yaşına rağmen sağlığıyla dikkat çekiyor.
ÇOCUKLARI VE TORUNLARI HİÇ YALNIZ BIRAKMIYOR
Geniş ve kalabalık bir aileye sahip olan Ayşe Uğur'un 8 çocuğu, 150 torunu ve 50'ye yakın torunlarının da çocukları bulunuyor. Torununun torununu da gören Ayşe Uğur'u çocukları ve torunları hiç yalnız bırakmıyor.
Doğup büyüdüğü köyünde hafızası ve bilinci yerinde yaşamını sürdüren Ayşe Uğur'un eşi 23 yıl önce vefat etti. 23 yıldır köyde kalan oğlu ve geliniyle birlikte yaşayan Ayşe Uğur, ilerleyen yaşına rağmen çoğu ihtiyacını kendisi karşılıyor.
Dinç görünümü ve neşesi ile köyün en sevilenlerinden birisi olan Ayşe Uğur, 101 yaşında olmasına rağmen herhangi bir sağlık sorunu olmayan Ayşe Uğur, günlük ihtiyaçlarını kendi başına karşılamaya çalışıyor.
İBADETLERİNİ HİÇ AKSATMIYOR
İlerlemiş yaşına rağmen hayata sımsıkı sarılarak asırlık bir çınar ağacı gibi ayakta duran Ayşe Uğur, gününü daha çok ibadet ederek geçiriyor. Çocukluğundan bu yana oruç ve namaz gibi ibadetlerini hiç aksatmayan Ayşe Uğur, gün boyu bir taraftan elinde tespih çekerken, bir taraftandın da pencereden dışarıyı izliyor.
Beslenmesine de çok önem veren, doğal ve organik olmayan ürünleri hiç tüketmeyen Ayşe Uğur, süt, bal, pekmez, reçel, yumurta, tereyağı ve yoğurt gibi doğal ürünlerle beslendiğini söyledi.
101 yaşında olmasına rağmen hiçbir hastalığının olmadığını ifade eden Uğur, genç yaşından itibaren hazır gıda yerine doğal gıdalar tüketmeye dikkat ettiğini, erken yatıp erken kalktığını söyledi.
"SABAH KAHVALTIMI AKSATMAM"
Evde kendi hazırladığı gıdaları tükettiğini, yoğurt mayaladığını, bol bol sebze ve meyve yediğini ifade eden Uğur, "Sabah kahvaltımı yaparım. Canım ne isterse onu hazırlarım. İkindiye kadar evden çıkmam ama ikindi sonrası serin havada evin önüne çıkıp gölgede oturuyorum. Çünkü havalar çok sıcak. Sıcağa da pek fazla dayanamıyorum. Her zaman doğal beslendim. Sebze ve meyvelerimiz kendi ürünümdür" dedi.
Çocukluk ve gençlik yıllarına olan özlemini dile getiren Ayşe Uğur, "Eski dönem bu dönemden iyiydi. Eskiden küçükbaş hayvanlarımız vardı. Tavuklarımız vardı. Ürünlerimizi kendimiz hazırlardık. Fakat şu an eski dönemden pek fazla bir şey kalmadı" şeklinde konuştu.
"YUMURTA, SÜT VE YOĞURDU AĞIRLIK VERİYORUM"
Kendi yetiştirdiği ürünlerin yanı sıra yöresel ürünleri tükettiğini ve beslenmesine çok dikkat ettiğini belirten Uğur, "Bal ve pekmezim her zaman var. Eti kavurur dolaba koyarım, canım istediği zaman çıkarır yerim. Reçel kaynatırım. Kavrulmuş, haşlanmış etim her zaman var. Çük şükür her şeyim var. Her hangi bir hastalığım yok. Benim ne şekerim ne kolesterolüm ne de tansiyonum yok. Yediklerim bana dokunmaz. Uykum düzenlidir. Yumurta, süt ve yoğurdu elimden geldiğince hep yerim. Şu anda çok şükür kendimi idare ediyorum. Yiyebildiğim her şeyden tüketiyorum" şeklinde konuştu.
En Çok Okunan Haberler