Gaziantep-Kilis Tabip Odası, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun sürekli olarak ertelenmesine tepki göstererek açıklamalarda bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 29.06.2017 19:05
Haber Güncellenme Tarihi: 18.11.2023 03:29
Kaynak:
İHA
YİNE ERTELENDİ
Gaziantep-Kilis Tabip Odası binasında gerçekleşen basın toplantısında Gaziantep- Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Hamza Ağca ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mümtaz Aktaş, iş güvenliği ve sağlığını iyileştirmesini bekledikleri düzenlemelerin beş defa ertelendiğini belirterek, “Ardı ardına uygulanan ertelemeler, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bir göstermelik adımdan ibaret olduğunu da ortaya koymuş oldu. İşçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunmasına özel bir önem verdikleri propagandası ve yanılsamasıyla, 2012 yılında, İktidar öncülüğünde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıkarıldı. Maalesef bu yasa iş cinayetlerinde Avrupa ve dünyada ilk sıralarda yer alan ülke olma durumumuzu değiştirmedi” dedi.
Yasada iş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili düzenlemelerin uygulanmasını bekledik. İş güvenliği ve sağlığını arttırmasını beklediğimiz düzenlemeler Beş kez ertelendi. Nihayetinde 18.06.2017 tarihinde “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” içerisine konulan bir madde ile, kamuda ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini 2020 yılına ertelemiş oldu. Yani kamusal alan iş güvenliğinden yoksun bırakılmış durumda. Örneğin sağlık alanında tehlikeli ve çok tehlikeli işler bu ertelemeyle kapsam dışı bırakıldı. Ayrıca 50’den az işçi çalıştırılan ve yanı sıra az tehlikeli denilen işyerlerinde de iş sağlığı ve güvenliği kapsam dışı bırakıldı’’ dedi.
Aktaş, konuşmasının devamında son beş yılda 250 ye yakın çocuğun iş kazasında hayatını kaybettiğini söyleyerek, “Sürdürülebilir büyüme, istikrarlı bir çalışma yaşamı” gibi kulağa hoş gelen söylemlerle, 6331 sayılı yasa çıkarılmıştı. Geçen zaman içinde gördük ki çalışma yaşamında işçilerin çalışma koşullarını zorlaştıran, geçici işçilik, taşeron çalıştırma, kısa süreli çalışma, kiralık işçilik yasası gibi bir dizi düzenlemeyi yaşama geçirildi. İşçileri esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkum ettiler. Emek sömürüsünü emek yağmasına dönüştürdüler. Bu düzenlemeler sonucunda işçi cinayetleri hızla arttı. Çocuk İşçiliği yaygınlaştı. Son beş yılda 250 ye yakın çocuk iş kazasında hayatını kaybetti. Meslek hastalıklarının sayısını Çalışma Bakanlığı bile bilmiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verileri ile 2016 yılında 1970 işçimizi işçi cinayetlerinde kaybettik’’ şeklinde konuştu.
Dr. Aktaş ertelenen son yasal düzenlemeyle işçi ve emekçilerin artık iş cinayetleri, meslek hastalıkları nedeniyle yaşamlarını yitirmelerini istemediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ertelenen son yasal düzenlemeyle, milyonlarca kamu emekçisi ve özel sektörde çalışan işçi, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinden mahrum olacaklardır. İş kazaları, meslek hastalıları artmaya devam edecektir. Çalışma Bakanlığı’nın “İş kazalarında hedefimiz sıfır” söyleminin aldatmacadan öteye bir anlamının olmadığını milyonlarca işçi ve kamu emekçisi artık biliyor. Bu ertelemeyle, bu söylemin propagandadan öteye bir anlam ifade etmediği de görülmüş oldu. İşçi sağlığı hizmetlerini özelleştiren 6331 sayılı yasanın işçilerin sağlık ve güvenliklerini koruyamadığı biliniyorken, bu yasanın ilgili maddelerinin uygulanmasının ertelenmesi milyonlarca kamu emekçisi ve işçimizin sağlık ve güvenliği görmezden gelinmiştir. - Tüm değerleri üreten işçi ve emekçilerin sağlık ve güvenliklerinin yok sayılmasını kabul etmiyoruz. İşçi ve emekçilerin artık iş cinayetleri, meslek hastalıkları nedeniyle yaşamlarını yitirmelerini istemiyoruz.
Soma’da, Ermenek’te, Siirt Şirvan’da yaşamlarını yitiren işçilerimizin yasını tutarken yeni cinayetlerin yaşanmasını istemiyoruz. En temel çalışma hakkı olan işçi sağlığı iş güvenliği sanayinin ve üretimin önünde bir köstek olarak görülüyor. İşçilerin yaşamını, kazanılmış haklarını, çalışma ve can güvenliğini bir maliyet unsuru olarak görülmesini kabul etmiyoruz. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, işçilerin yaşamı, kazanılmış haklar asla bir mali yük olarak görülemez, temel bir insan hakkıdır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği çalışmalarında tüm meslek odaları, sendikalar ve bu alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların görüşleri alınmadan hayata geçirilen yasa, yönetmelik ve uygulamalarla iş cinayetlerinin önlenmesinin mümkün olmadığını bir kez daha belirtiyoruz. İş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının önlenmesi için gerekli olan yasa ve yönetmeliklerin her türlü erteleme ve geçiştirmeden vazgeçilerek ivedilikle uygulamaya alınmasının takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz’’ diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
“İş cinayetlerinde ilk sıralardayız”
Gaziantep-Kilis Tabip Odası, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun sürekli olarak ertelenmesine tepki göstererek açıklamalarda bulundu.
YİNE ERTELENDİ
Gaziantep-Kilis Tabip Odası binasında gerçekleşen basın toplantısında Gaziantep- Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Hamza Ağca ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan Gaziantep-Kilis Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mümtaz Aktaş, iş güvenliği ve sağlığını iyileştirmesini bekledikleri düzenlemelerin beş defa ertelendiğini belirterek, “Ardı ardına uygulanan ertelemeler, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bir göstermelik adımdan ibaret olduğunu da ortaya koymuş oldu. İşçilerin sağlık ve güvenliklerinin korunmasına özel bir önem verdikleri propagandası ve yanılsamasıyla, 2012 yılında, İktidar öncülüğünde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çıkarıldı. Maalesef bu yasa iş cinayetlerinde Avrupa ve dünyada ilk sıralarda yer alan ülke olma durumumuzu değiştirmedi” dedi.
Yasada iş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili düzenlemelerin uygulanmasını bekledik. İş güvenliği ve sağlığını arttırmasını beklediğimiz düzenlemeler Beş kez ertelendi. Nihayetinde 18.06.2017 tarihinde “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” içerisine konulan bir madde ile, kamuda ve 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerini 2020 yılına ertelemiş oldu. Yani kamusal alan iş güvenliğinden yoksun bırakılmış durumda. Örneğin sağlık alanında tehlikeli ve çok tehlikeli işler bu ertelemeyle kapsam dışı bırakıldı. Ayrıca 50’den az işçi çalıştırılan ve yanı sıra az tehlikeli denilen işyerlerinde de iş sağlığı ve güvenliği kapsam dışı bırakıldı’’ dedi.
Aktaş, konuşmasının devamında son beş yılda 250 ye yakın çocuğun iş kazasında hayatını kaybettiğini söyleyerek, “Sürdürülebilir büyüme, istikrarlı bir çalışma yaşamı” gibi kulağa hoş gelen söylemlerle, 6331 sayılı yasa çıkarılmıştı. Geçen zaman içinde gördük ki çalışma yaşamında işçilerin çalışma koşullarını zorlaştıran, geçici işçilik, taşeron çalıştırma, kısa süreli çalışma, kiralık işçilik yasası gibi bir dizi düzenlemeyi yaşama geçirildi. İşçileri esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkum ettiler. Emek sömürüsünü emek yağmasına dönüştürdüler. Bu düzenlemeler sonucunda işçi cinayetleri hızla arttı. Çocuk İşçiliği yaygınlaştı. Son beş yılda 250 ye yakın çocuk iş kazasında hayatını kaybetti. Meslek hastalıklarının sayısını Çalışma Bakanlığı bile bilmiyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verileri ile 2016 yılında 1970 işçimizi işçi cinayetlerinde kaybettik’’ şeklinde konuştu.
Dr. Aktaş ertelenen son yasal düzenlemeyle işçi ve emekçilerin artık iş cinayetleri, meslek hastalıkları nedeniyle yaşamlarını yitirmelerini istemediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ertelenen son yasal düzenlemeyle, milyonlarca kamu emekçisi ve özel sektörde çalışan işçi, işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinden mahrum olacaklardır. İş kazaları, meslek hastalıları artmaya devam edecektir. Çalışma Bakanlığı’nın “İş kazalarında hedefimiz sıfır” söyleminin aldatmacadan öteye bir anlamının olmadığını milyonlarca işçi ve kamu emekçisi artık biliyor. Bu ertelemeyle, bu söylemin propagandadan öteye bir anlam ifade etmediği de görülmüş oldu. İşçi sağlığı hizmetlerini özelleştiren 6331 sayılı yasanın işçilerin sağlık ve güvenliklerini koruyamadığı biliniyorken, bu yasanın ilgili maddelerinin uygulanmasının ertelenmesi milyonlarca kamu emekçisi ve işçimizin sağlık ve güvenliği görmezden gelinmiştir. - Tüm değerleri üreten işçi ve emekçilerin sağlık ve güvenliklerinin yok sayılmasını kabul etmiyoruz. İşçi ve emekçilerin artık iş cinayetleri, meslek hastalıkları nedeniyle yaşamlarını yitirmelerini istemiyoruz.
Soma’da, Ermenek’te, Siirt Şirvan’da yaşamlarını yitiren işçilerimizin yasını tutarken yeni cinayetlerin yaşanmasını istemiyoruz. En temel çalışma hakkı olan işçi sağlığı iş güvenliği sanayinin ve üretimin önünde bir köstek olarak görülüyor. İşçilerin yaşamını, kazanılmış haklarını, çalışma ve can güvenliğini bir maliyet unsuru olarak görülmesini kabul etmiyoruz. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, işçilerin yaşamı, kazanılmış haklar asla bir mali yük olarak görülemez, temel bir insan hakkıdır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği çalışmalarında tüm meslek odaları, sendikalar ve bu alanda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların görüşleri alınmadan hayata geçirilen yasa, yönetmelik ve uygulamalarla iş cinayetlerinin önlenmesinin mümkün olmadığını bir kez daha belirtiyoruz. İş cinayetlerinin ve meslek hastalıklarının önlenmesi için gerekli olan yasa ve yönetmeliklerin her türlü erteleme ve geçiştirmeden vazgeçilerek ivedilikle uygulamaya alınmasının takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz’’ diye konuştu.
Kaynak: İHA
En Çok Okunan Haberler