Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

EKONOMİ TOPLUMUN AYNASIDIR…

Yazının Giriş Tarihi: 27.05.2021 14:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2023 02:26

Herkesin genellikle bildiği üzere, ekonomi, birarada yaşayan insan topluluklarının (ülkelerin, devletlerin) üretimde ve tüketimde, paylaşım ve işbölümünde yaşanan birliktelik ilişkisine verilen evrensel tanımdır…

Ekonomi, tasarruf demektir…

Ekonomi, aşırılıklardan ve gereksiz (fuzuli) harcamalardan sakınmak ve de tutumlu olmakla ilişkilidir…

Ekonomi başlı başına sosyal ve bilimsel bir birimdir… Ki, birarada yaşayan insan topluluklarının genel manada ve tüm bireyleri ilgilendiren konularda -asgari müştereklerde- gönül rızasıyla bulunmaları, koşullandırmaları ve konumlanmalarıdır; işçisi ve işveren gibi… Toptancı ve perakendeci gibi… Üretici ve tüketici gibi… Doktoru ve hastası gibi… Madencisi ve kuyumcusu gibi… Köylüsü ve kentlisi gibi… Öğretmeni ve öğrencisi gibi… Terzisi de, marangozu da, kahvecisi de, gazinosu da, spor kulübü de… Az gelirlisi ile çok giderlisi ile türlü çeşitli toplumsal sınıf mensuplarını oluştururlar…

Ekonomi -güncelliğe haiz- toplumsal bir birimdir…

Üretim de tüketim de ve dahi sosyalleşme de ekonominin konusudur… Üretim de tüketim de, paylaşım da, gelir gider harcamaları da, kalkınma da, büyüme de ve de küçülme de onun alanıdır… Yeni ve elzem olan projeler; yollar; kara ve hava yolları, köprüler, alt ve üst geçitler ve aklınıza bu konularda ne gelirse bilin ki onun adı sosyoekonomik yapılanmadır… Çünkü toplumsal (yani sosyal) mana da her işin başı ekonomidir.

Ekonomiye -uzun ve kısa vadeli- planlama da diyebiliriz…

Plansız, projesiz, vaatsiz bir siyasi iktidar olmaz…

Gerek özel, gerekse de genel seçimler de tüm siyasi iktidarlar ekonomi ağırlıklı vaatlerde bulunurlar… “İlinize ya da ilçenize şunları bunları yapacağız, işsizlerimize iş sahaları açacağız, özel arabasız hane bırakmayacağız” derler:

-Doğal gazı, elektriği ve suyu %50 ucuzlatacağız…

-İşsizlere -asgari ücretliler gibi- işsizlik maaşı bağlayacağız… Banka kredilerini düşürdükçe düşüreceğiz…

-Abdestin de namazında -halim selim- dindar bir nesil yetiştireceğiz…

Sanırsanız ki, dindar nesil yetiştirince teknoloji ile içli dışlı olunacak ve de çoktan da çoğumuz astronot olup uzaya gideceğiz…

Eee bu ekonomi; bol keseden atan atana…

İşsizlik, kârsızlık, mesleksizlik ekonomilerin kronikleşen kanserlerindendir…

Ülke ekonomisini kimler yönetiyor? Tabii ki seçilmiş partinin iktisatçısı…

Olmadı, halk geneli beğenmedi, ne mi olur?

A- Bir ülkede sanayi kuruluşlarının 10 yada 20 katı kadar daha çok 355 cezaevi hazır, yüzlercesi de yapılıyorsa…

B- Gemi hazır, uzaya gidiyoruz; Ay’a roket atacakmışız?

C- Üretim sektörü sıfırı tüketmiştir…

Kimi vaatler -hâlâ- %10’luk olabilirlik ihtimali içindedirler; tüm okullar İmam Hatip okullarına dönüştürülecek ve dinli imanlı nesiller yetiştirecekler ve sosyoekonomik yapıyı ters yüz edecekler; akılları sıra…

Kimi vaatler olabilirlik ihtimali içindedir, kimi de sırf o an halkı galeyana getirip coşkulandırmak içindir; “Vatan Millet Sakarya” türünden…

Yeni seçilen siyasi iktidar daha ilk günden propagandaya dönüştürdükleri vaatlerini anında unuturlar; çünkü yapılması/çatılması mümkün olmayan vaatler türündendir ki; iki söylenir üç unutulur…

Çünkü kazın ayağı öyle değildir, yani devir alınan devlet bütçesinin tam takır kuru bakır olduğu anında anlaşılır…

Yüklenirler de yüklenirler -yeninin de yenisi- zamlara…

Ve pişkindirler…

Örneğin başbakanlık yapmış olanların tümü birden çok özlü sözleriyle anılırlar…

Kimi “Benzin vardı da biz mi içtik” der.

Kimi “Kanlı mı olsun, kansız mı?” demişti.

Kimi “Cenab-ı Allah’ı size emanet ediyorum” demişti.

Kimi “Şimdi benim boynumda bir görev var” diyen de vardı…

Kimi “Eşitlik her zaman adil değildir” demişti…

Hem Başbakanlık, hem de Cumhurbaşkanlığı yapan da; “3 Y” diyordu: “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklar” slogan olarak kaldı.

Ama iktidar sahibi olanlar zamları unutturmak için de; “hele bakın neler de neler yapıp çatıyoruz… Bu yapılanların arkası asla kesilmeyecektir” türden propagandalar ile siyasi çığırtkanlar ordu borazanı gibi sürekli öttürürler… “Tüm yapılanlar ile vaat edilenler sırf sizlerin rahatı ve konforu içindir” denilir de denilir; hafızalara kazınmak için…

Ve her genel seçimde halkın nabzına moral enjekte etmek için ve de mevcut durumu biraz düze çıkartmış olmak gibisinden, pireyi deve gibi göstermek için:

-Sınırlarımız içindeki denizler de, karada da el değmemiş ve de bir dünyaya yetecek petrol rezervi ile kuzey sınırlarımızda da doğal gaz rezervleri bulduk… Şu anda ki tespitlerimizle de dünyanın en zengin ülkesi olmaya adayız… İlk sondajlardan sonra, yabancılardan aldıklarımız bu yakıtlara artık kuruş para vermeyeceğiz, %90 tasarruf edip, ülke zenginliğimize zenginlik katacağız…

Bu keşiflerimizden sonra ABD Doları %50 kayıp verecek, TL’miz %75 değer kazanacaktır… Unutmayınız ki, bu iki kalem (petrol ile doğal gaz) kuyuları bizi dünyanın en zengin ülkelerinden biri yaptı, yapacaktır…

Hani alkış!

Köylerimizin tümü, il ya da ilçelere bağlanıp mahalle olacaklar… Tek damlı köy evleri 7 ya da 9 katlı apartmanlara dönüşecekler… Ev ve konut kiraları % 50 düşecek, sıfır daireler de, küçüklü büyüklü iş yerleri de…

Bol keseden atılan plansız projesiz vaatler de olmasa inanın ki siyasi iktidarların çoktan da çoğu ilk seçimde kaybedip unutulurlar…

O sallama vaatler var ya o vaatler, gün be gün kültürel yozlaşma içindeki kitlere öyle bir baskı uygularlar ki olmayanı olmuş gibi kabullenirler…

Ki dünyanın üst düzey ekonomi uzmanları bile bu politik vaatlere bakarak bildiklerini unutur, ters yüz olurlar mı, olurlar…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.