Korona salgını ile birlikte eğitim sisteminin uzaktan eğitime geçmesi özel okul ve devlet okulu ayrımını minimize etti. Her iki eğitim modeli de birbiriyle aynı olmaya başladı. Sadece eğitim noktasındaki ayrıcalıklar değil özel okulların öğrencilere sunduğu sosyal imkanlar da malum korona yüzünden yapılamaz oldu. Uzaktan eğitim modelinden dolayı öğrenciler için planlanan birçok sosyal aktiviteler iptal edilince öğrenciler sosyal imkanlardan yararlanamadı. Bu da özel eğitim kuramlarının sene başında velileri cezbetmek için öne sürdüğü ayrıcalıkları ortadan kaldırdı. Uzaktan eğitim ile birlikte herhangi bir ayrıcalığı kalmayan özel okullar için neden yüksek ücret ödensin karmaşası başladı. Öte yandan online eğitimin gerçek eğitimi karşılamayacağını savunan veliler kararsız. Diğer bir meselede Corona virüsü salgını nedeniyle ekonomik sıkıntıya giren, işsiz kalan velilerin çocuğunu kolejlerden alma riski var. Her iki kesimi de sıkıntılı bir süreç bekliyor.
KORONAVİRÜS YÖNETİMİ
İl ve ilçelerde koronavirüs süreci şeffaf yönetilmelidir. Hastanede kaç kişinin Covid-19 tedavisi gördüğünü, kaç kişinin evde izole edildiğini test sayısının yeterli olup olmadığını kimse bilmiyor. Gerek il'de gerek ilçemizde vaka ve karantina rakamları günlük olarak vatandaşla paylaşıp, belirsizliğin ve bu belirsizliğe bağlı kaygılarında ortadan kalkması sağlanmalıdır. Açıklanmayan vaka sayıları bilgi kirliliğine, her kafadan bir ses çıkmasına ve kaygıya sebebiyet vermektedir
İMAR UYGULAMALARI VE ŞEHİR YAŞAMI
Yerel yönetimler memleketin cazibesini arttırmaları lazım. Çarpık yapılaşma, trafik, sosyal yaşam şehirlerin kabusu oldu…
Büyümekte olan şehir ve bu şehir içinde yaşayan insanlar için yeni sorunlar türedi. Eğitim, hırsızlık, fuhuş ve trafik gibi
Bir şehir, imar planları üzerinde daima oynanır muktedirlere, eş dosta ve zenginlere rant sağlanırsa daha sonra gelen belediyelerde buna devam eder. Böylelikle şehirde yaşam kültürü zorlaşır. Dolayısıyla bir kenti imar planları üzerinde oynayarak tasarlamaktan daha fazla, onu gelişim süreci içinde sağlıklı ve sağlam biçimde yönetebilmeyi bilmek önemlidir.
Şehrin kalkınmasını sağlayamayan yetkili güçler, şehrin ekonomisi yerine kendi makam ve ikbal beklentileriyle, kentsel kozmetiğe (Makyaj) yatırım yapan yerel yöneticilerin eseridir şimdiki şehir yaşamı.
Belediyelerde İmar ve irfan olmalı. İmar yani fiziki yapının şekillenmesi, irfan sosyal kültürel belediyeciliktir. Derinlemesine analiz edip projeler düşünülmelidir. Bu şehri, siz imkan ve fırsatlar açısından analiz etmediğiniz zaman işte kış geliyor her yağan yağmurda milleti perişan edersiniz…
Aslında şehrin geleceğinin önceden düşünülmesi şehir planlaması yapılması gereken bir sistemdir. İl ve ilçelerde bir arsacılık sektörü yaratıldı ve gittikçe şehir hayatı bir imkansızlık bataklığına gömülüyor. Önlem alınmazsa sıkıntı artarak büyüyecektir yazık bu memleket hepimizin.
İl ve ilçelerde arsa tahsislerinin ve imar uygulamalarının incelenmesi lazım. İmar rantı denilen haksız kazançtan kimler faydalanmış. Sıkıştıkça büyüyen kremalı imar rantı pastasının büyümesine seyirci kalınmamalı. İmar uygulamaları yeri geldiğinde incelenmelidir
KISA BİR SİYASİ ANALİZ
Yeni kurulan partiler, Türkiye'ye siyasetini ister istemez etkileyecek ve renklendirecek. Alternatif siyaset arayışlarında iktidar partisinden kopan Gül, Babacan ve Davutoğlu'nun yanı sıra daha önce kurulmuş ve teşkilatlanmış olan Yeniden Refah partisi ve Muharrem İnce nedeniyle siyaset iklimi, sıcak günler yaşayacak gibi görünüyor. Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi yeni aktörler siyasette sahne almaya başlayınca siyaset arenası çok hareketlenecek. Yeni siyasi partiler Türkiye'ye ne getirir ya da ne götürür? Şimdilik bilinmiyor, siyasi ittifaklarda dengeler değişir mi bilinmez ama yeni partilerin siyasette bir etki, bir hareket yaratacağı belli
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
ÖZEL OKUL ENDİŞESİ VE HAFTANIN GÜNDEMİ
Korona salgını ile birlikte eğitim sisteminin uzaktan eğitime geçmesi özel okul ve devlet okulu ayrımını minimize etti. Her iki eğitim modeli de birbiriyle aynı olmaya başladı. Sadece eğitim noktasındaki ayrıcalıklar değil özel okulların öğrencilere sunduğu sosyal imkanlar da malum korona yüzünden yapılamaz oldu. Uzaktan eğitim modelinden dolayı öğrenciler için planlanan birçok sosyal aktiviteler iptal edilince öğrenciler sosyal imkanlardan yararlanamadı. Bu da özel eğitim kuramlarının sene başında velileri cezbetmek için öne sürdüğü ayrıcalıkları ortadan kaldırdı. Uzaktan eğitim ile birlikte herhangi bir ayrıcalığı kalmayan özel okullar için neden yüksek ücret ödensin karmaşası başladı. Öte yandan online eğitimin gerçek eğitimi karşılamayacağını savunan veliler kararsız. Diğer bir meselede Corona virüsü salgını nedeniyle ekonomik sıkıntıya giren, işsiz kalan velilerin çocuğunu kolejlerden alma riski var. Her iki kesimi de sıkıntılı bir süreç bekliyor.
KORONAVİRÜS YÖNETİMİ
İl ve ilçelerde koronavirüs süreci şeffaf yönetilmelidir. Hastanede kaç kişinin Covid-19 tedavisi gördüğünü, kaç kişinin evde izole edildiğini test sayısının yeterli olup olmadığını kimse bilmiyor. Gerek il'de gerek ilçemizde vaka ve karantina rakamları günlük olarak vatandaşla paylaşıp, belirsizliğin ve bu belirsizliğe bağlı kaygılarında ortadan kalkması sağlanmalıdır. Açıklanmayan vaka sayıları bilgi kirliliğine, her kafadan bir ses çıkmasına ve kaygıya sebebiyet vermektedir
İMAR UYGULAMALARI VE ŞEHİR YAŞAMI
Yerel yönetimler memleketin cazibesini arttırmaları lazım. Çarpık yapılaşma, trafik, sosyal yaşam şehirlerin kabusu oldu…
Büyümekte olan şehir ve bu şehir içinde yaşayan insanlar için yeni sorunlar türedi. Eğitim, hırsızlık, fuhuş ve trafik gibi
Bir şehir, imar planları üzerinde daima oynanır muktedirlere, eş dosta ve zenginlere rant sağlanırsa daha sonra gelen belediyelerde buna devam eder. Böylelikle şehirde yaşam kültürü zorlaşır. Dolayısıyla bir kenti imar planları üzerinde oynayarak tasarlamaktan daha fazla, onu gelişim süreci içinde sağlıklı ve sağlam biçimde yönetebilmeyi bilmek önemlidir.
Şehrin kalkınmasını sağlayamayan yetkili güçler, şehrin ekonomisi yerine kendi makam ve ikbal beklentileriyle, kentsel kozmetiğe (Makyaj) yatırım yapan yerel yöneticilerin eseridir şimdiki şehir yaşamı.
Belediyelerde İmar ve irfan olmalı. İmar yani fiziki yapının şekillenmesi, irfan sosyal kültürel belediyeciliktir. Derinlemesine analiz edip projeler düşünülmelidir. Bu şehri, siz imkan ve fırsatlar açısından analiz etmediğiniz zaman işte kış geliyor her yağan yağmurda milleti perişan edersiniz…
Aslında şehrin geleceğinin önceden düşünülmesi şehir planlaması yapılması gereken bir sistemdir. İl ve ilçelerde bir arsacılık sektörü yaratıldı ve gittikçe şehir hayatı bir imkansızlık bataklığına gömülüyor. Önlem alınmazsa sıkıntı artarak büyüyecektir yazık bu memleket hepimizin.
İl ve ilçelerde arsa tahsislerinin ve imar uygulamalarının incelenmesi lazım. İmar rantı denilen haksız kazançtan kimler faydalanmış. Sıkıştıkça büyüyen kremalı imar rantı pastasının büyümesine seyirci kalınmamalı. İmar uygulamaları yeri geldiğinde incelenmelidir
KISA BİR SİYASİ ANALİZ
Yeni kurulan partiler, Türkiye'ye siyasetini ister istemez etkileyecek ve renklendirecek. Alternatif siyaset arayışlarında iktidar partisinden kopan Gül, Babacan ve Davutoğlu'nun yanı sıra daha önce kurulmuş ve teşkilatlanmış olan Yeniden Refah partisi ve Muharrem İnce nedeniyle siyaset iklimi, sıcak günler yaşayacak gibi görünüyor. Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi yeni aktörler siyasette sahne almaya başlayınca siyaset arenası çok hareketlenecek. Yeni siyasi partiler Türkiye'ye ne getirir ya da ne götürür? Şimdilik bilinmiyor, siyasi ittifaklarda dengeler değişir mi bilinmez ama yeni partilerin siyasette bir etki, bir hareket yaratacağı belli