Kent kimliğine, kentlilik bilincine ve katılımcı kent yönetimine katkıda bulunma potansiyeli bulunan kent konseyinin Gaziantep’te bu işlevleri yeteri kadar yerine getiremediğini düşünüyorum...Ve şimdiye kadar kent konseyinin varlığı ile yokluğu arasında neredeyse hiçbir fark yoktu... Belki de imkanları yoktu.

Bence ve de öncelikle belediyeler kent konseylerindeki ağırlıklarını azaltmalı, etik olarak belediye başkanları ve vekilleri kent konseyi başkanlıklarını veya sekreteryalarını bırakmalı diye düşünüyorum.

Kent konseyleri katılımcı kentsel yönetim için vazgeçilmez örgütler haline gelebilirler. Ancak, bunun için gerekli düzenlemeler yapılmazsa ne yazık ki bu önemli araç bir kambura, hatta katılımcı kent yönetimi önündeki bir engele dönüşebilir.

Kentin değil birilerinin “kendine” konsey olarak kurdukları bu yapıları izlemek, katılmak ve dönüşümlerini sağlamak gerekli.. Yoksa sıkıntı..

NİZİP'E BAKMAK

Ön yargılı ve ukalaca hareket etmek yaşı ve unvanı ne kadar yüksek ve çok olsa da insana zarar verir. Faydalı olanın peşinden gitmek gerek. Bizde önüne gelene boş methiyeler söyleniyor.

Boş şeyler söylemek ve duymak hem söyleyene hem de söylenene zarar verir

Eğriye eğri, doğruya doğru diyen bir toplum olmalıyız.

Gerçekten memleketin öncelikli sorunları var.

Nizip Çayı, Hancağız barajı kirliliği, Zeugma, Sosyal donatı alanları, Barak içme suyu Trafik, İmar vs.

Bakın Gaziantep Organizeye Fırat’tan su verilmeye başlanıyor bizde ise şu gün bugün diye gidiyor.

Mesele imkânsızlık değil, mesele boş vermişlik.

Vatandaşın halinden anlamayan memleketin sorunları ile dertlenmeyenleri biraz boş vermek lazım kimse son çareniz değil.

Milletvekilleri kendilerine duyulan güvensizliği güvene dönüştüremediler. Siz onlara değil onlar size muhtaç. Siz kendinize güvenin yeter, Yarına umudunuz olsun.

Ve şunu asla unutmayın, hiç kimse sizin kara kaşınıza kara gözünüze hayran değil.