Allah aşkın memlekete bir bakın

Vatandaş kimin umurunda. Memleket kimin umurunda.?

Doğrular kimin umurunda? Ne olup bittiği kimin umurunda, kimse masum, hiçbir şey normal değil.

Vatandaş kuru söylemlere ve cici fotolara değil sokakta gördüğüne bakıyor. Vatandaş sıkıntısına çözümü siyasilerde değil sosyal medyada arıyor. Siyasilerden umut yok

Siyasiler için önemli olan şahsi ikballeri.

Günümüzde artık hak, hakikat, ahlak gündem dışı.

Menfaat her dili konuşur, her kılığa girer. Kimse bu memleketi öncelikli olarak düşünmüyor..!

Sloganla idare etmeyen iş, aş, proje üreten var mı ?

Tilkiye slogan at demişler.!

“Kahrolsun kümesler, yaşasın tavukların özgürlüğü” demiş

Aynı bu hava

POLİTİKALAR POPİLİST

Popülist hareket ve antin kuntin işlerle uğraşarak memleket düzelmiyor, yalanlar fotoğraflar yarışıyor ve biz bunlara alıştık.

Alman asıllı Amerikalı tarihçi ve filozof Hannah Arendt siyasette yalan adlı kitabında demiş ki;

Bir memlekette sürekli yalanlar söylenmesinin vahim sonucu herkesin o yalanlara inanmaya başlaması değil, artık kimsenin hiçbir şeye inanmadığı bir iklim oluşmasıdır. Bu iklimde de istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz...

MEMLEKETİN SAHİBİ YOK

Mülteciler, salgın hastalık, sel, deprem, orman yangınları, işsizlik, hayat pahalılığı derken, ev kirası asgari ücret maaşını geçti.

Yaşam standartları yükseleceğine azalıyor. Herşeyi fırsatçılık anlayışı içerisinde değerlendirmeye büyük özen gösteren bir toplum olmuşuz. Vicdansızlık diz boyu. Nasıl bir döneme denk geldik.

Memlekete sahip yok ve bu memlekete mevcut bazı siyasi figürler dışında yeni bir ruh, yeni bir nefes lazım…