Muhtarlık son yıllarda yoğun ilgi görüyor. Bu yıl muhtar aday sayısında patlama yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da zaman zaman külliyede ağırlandığı Muhtarlar, yaklaşık 1900 küsur lira maaş alıyor. Ayrıca emekli ve işçi olmayan muhtarların aylık SGK primleri de devlet tarafından karşılanıyor. Böyle olunca da Muhtar adayları süper seçim kampanyaları yapmaya başladı. Her mahallede en az dört beş muhtar adayı var. Belediye başkan adayları kadar, muhtar adayları da kıyasıya yarışıyor. Bazı muhtar adayları var ki, vaatleri ile belediye başkan adaylarına adeta taş çıkartıyor. Muhtar adaylarının hizmet anlamında mahallelerine altın dönemini yaşatmaya sözleri var. Haydi bakalım rastgele.
FUARLAR
Daha öncede yazmıştım yine yazıyorum fuarlar yavaş yavaş cazibesini kaybediyor. internet siteleri, sosyal medya gibi mecralar fuarların tahtını sallamaya başladı Bir ürün aradığında önce internete koşan firmalar kendi ürünlerini neden internette tanıtmadıklarını sorgulamaya başladı.
Fuarların organize ve tanıtım eksikliği var ve pahalı.
Firmalar daha uygun fiyatlı olan aynı zamanda fuarlardan daha etkili olan ve geniş kitlelere ulaşan internet portalları, ve internet arama motorlarını ve sosyal medyayı kullanmaya başladı.
Fuarların bugünden yarına hızlı bir bitiş olmasa da, gelecek yıllarda fiziksel sergilerin önemli ölçüde değer kaybedeceği açıkça görülüyor.
Bu sebeple firmalar kaynaklarını daha verimli kullanmak adına, tanıtım bütçelerini gözden geçiriyor ve en düşük maliyetle en yüksek tanıtım sağlayacak ve verim alacak yatırımlar yapmaya yöneliyor.
Büyük firmalar eskisi gibi fuarları tercih etmiyor.
Gaziantep'te açılan fuarlar bunun açık örneği.
ÖLÜ SOYUCU
Türkçe'de "babasına rahmet okuttu" diye bir deyim vardır. Rivayete göre bu deyimin çıkış sebebi küçük bir kasabada bir "nebbaş" yani ölü soyucu varmış.
Her gün cenazeleri izler ve o gece taze gömülmüş ölülerin kefenlerini soyarmış. Gel zaman git zaman nebbaş hastalanmış, ağırlaşmış, yaptıklarından pişmanlık duymaya başlamış Arkamdan kimse rahmet okumayacak, beni hayırla kimse anmayacak diye üzülmeye başlamış. Nebbaşın oğlu, merak etme baba, ben seni hayırla andıracağım diye cevap vermiş.
Nebbaş ölmüş. Tabi hiç kimse rahmet okumamış kendisine. Nebbaşın oğlu babası gibi başlamış nebbaşlığa.. Ancak oğul, soyduğu ölülerin arkasına bir de kazık sokuyormuş.
Kasabalılar başlamışlar babası için rahmet okumaya ve, Allah rahmet eylesin, o da ölüleri soyardı ama, hiç değilse arkalarına kazık sokmazdı, demeye.
Yani demem o ki gelen gideni aratmasın
BU DÜNYANIN ALTI DA VAR
Nasrettin Hoca'ya "Kıyamet kopunca dünyanın altı üstüne gelecekmiş" diye endişe ile kıyametin ahvalinden sorulunca, Hoca, Ne endişe ediyorsunuz! Belki altı üstünden daha hayırlı çıkar, zaten üstünden ne fayda gördük ki" diye cevap vermiş.
Dünyanın üstü kadar altı var. Ve altı üstü beş metrelik bir bez herkese düşen sakin olun.
İLLA ÖLMEK Mİ LAZIM
Bu memlekette değer görmek için ölmek lazım. Kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü olur misali. Ölmeden de sevin. Değer bilmek için çok vaktimiz yok. Yaşarken de kıymet bilin. Bir gün uyanıp baktığımızda hayat sevdiklerimizi bizden koparmış olacak. Değer bilin ya ölmeden önce değer verin. Ne yazık ki sonradan kıymet biliyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Veysel KARAYILAN
POPÜLER MAKAM MUHTARLIK
Muhtarlık son yıllarda yoğun ilgi görüyor. Bu yıl muhtar aday sayısında patlama yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da zaman zaman külliyede ağırlandığı Muhtarlar, yaklaşık 1900 küsur lira maaş alıyor. Ayrıca emekli ve işçi olmayan muhtarların aylık SGK primleri de devlet tarafından karşılanıyor. Böyle olunca da Muhtar adayları süper seçim kampanyaları yapmaya başladı. Her mahallede en az dört beş muhtar adayı var. Belediye başkan adayları kadar, muhtar adayları da kıyasıya yarışıyor. Bazı muhtar adayları var ki, vaatleri ile belediye başkan adaylarına adeta taş çıkartıyor. Muhtar adaylarının hizmet anlamında mahallelerine altın dönemini yaşatmaya sözleri var. Haydi bakalım rastgele.
FUARLAR
Daha öncede yazmıştım yine yazıyorum fuarlar yavaş yavaş cazibesini kaybediyor. internet siteleri, sosyal medya gibi mecralar fuarların tahtını sallamaya başladı Bir ürün aradığında önce internete koşan firmalar kendi ürünlerini neden internette tanıtmadıklarını sorgulamaya başladı.
Fuarların organize ve tanıtım eksikliği var ve pahalı.
Firmalar daha uygun fiyatlı olan aynı zamanda fuarlardan daha etkili olan ve geniş kitlelere ulaşan internet portalları, ve internet arama motorlarını ve sosyal medyayı kullanmaya başladı.
Fuarların bugünden yarına hızlı bir bitiş olmasa da, gelecek yıllarda fiziksel sergilerin önemli ölçüde değer kaybedeceği açıkça görülüyor.
Bu sebeple firmalar kaynaklarını daha verimli kullanmak adına, tanıtım bütçelerini gözden geçiriyor ve en düşük maliyetle en yüksek tanıtım sağlayacak ve verim alacak yatırımlar yapmaya yöneliyor.
Büyük firmalar eskisi gibi fuarları tercih etmiyor.
Gaziantep'te açılan fuarlar bunun açık örneği.
ÖLÜ SOYUCU
Türkçe'de "babasına rahmet okuttu" diye bir deyim vardır. Rivayete göre bu deyimin çıkış sebebi küçük bir kasabada bir "nebbaş" yani ölü soyucu varmış.
Her gün cenazeleri izler ve o gece taze gömülmüş ölülerin kefenlerini soyarmış. Gel zaman git zaman nebbaş hastalanmış, ağırlaşmış, yaptıklarından pişmanlık duymaya başlamış Arkamdan kimse rahmet okumayacak, beni hayırla kimse anmayacak diye üzülmeye başlamış. Nebbaşın oğlu, merak etme baba, ben seni hayırla andıracağım diye cevap vermiş.
Nebbaş ölmüş. Tabi hiç kimse rahmet okumamış kendisine. Nebbaşın oğlu babası gibi başlamış nebbaşlığa.. Ancak oğul, soyduğu ölülerin arkasına bir de kazık sokuyormuş.
Kasabalılar başlamışlar babası için rahmet okumaya ve, Allah rahmet eylesin, o da ölüleri soyardı ama, hiç değilse arkalarına kazık sokmazdı, demeye.
Yani demem o ki gelen gideni aratmasın
BU DÜNYANIN ALTI DA VAR
Nasrettin Hoca'ya "Kıyamet kopunca dünyanın altı üstüne gelecekmiş" diye endişe ile kıyametin ahvalinden sorulunca, Hoca, Ne endişe ediyorsunuz! Belki altı üstünden daha hayırlı çıkar, zaten üstünden ne fayda gördük ki" diye cevap vermiş.
Dünyanın üstü kadar altı var. Ve altı üstü beş metrelik bir bez herkese düşen sakin olun.
İLLA ÖLMEK Mİ LAZIM
Bu memlekette değer görmek için ölmek lazım. Kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü olur misali. Ölmeden de sevin. Değer bilmek için çok vaktimiz yok. Yaşarken de kıymet bilin. Bir gün uyanıp baktığımızda hayat sevdiklerimizi bizden koparmış olacak. Değer bilin ya ölmeden önce değer verin. Ne yazık ki sonradan kıymet biliyoruz.